Otomotiv Sektöründe Elektrik Devrimi

Geçtiğimiz günlerde Xiaomi, yeni elektrikli aracı SU7'yi kamuoyuna tanıttı. Teknoloji devinin tanıttığı araç, yoğun bir ilgi gördü. Klasik otomobil devlerinin tek rakipleri artık Tesla veya BYD değil.

Elektrikli otomobillerin tarihçesi

Yaygın bilinen bilginin aksine, aslında ilk ortaya çıkan otomobiller elektrikliydi. Döneminde çok popüler olan elektrikli otomobiller, özellikle petrol şirketlerinin karalama kampanyaları ve şirketleri çeşitli yöntemlerle batırmaları ile birlikte insanların gözünden düştü. Birinci Dünya Savaşından sonra elektrikli otomobiller piyasadan kayboldu.

1970 ve 1980 petrol krizleri sonrasında elektrikli otomobiller tekrardan konuşulmaya başlandı. 1990’lar ile birlikte küçük ölçekli araçlar ile birlikte küçük motorlar da elektrikli olarak üretilmeye başlandı. 2000’lerin başına geldiğimizde ise elektrikli araçların toplu üretimine yönelik çalışmalar ciddi anlamda arttı. 2010’lardan sonra ise özellikle Tesla ve BYD gibi sadece elektrikli araç üreten firmaların yükselişi ile beraber dünya genelinde elektrikli otomobil kullanımı ciddi biçimde arttı.

Günümüzde ise sadece Tesla ve BYD değil, klasik otomobil üreticileri de bu alanda varlık göstermeye çalışıyor. Özellikle Paris iklim konferansı ile birlikte ortaya konan emisyon hedeflerine ulaşabilmek için devletler, üreticilere elektrikli otomobil üretmeleri için baskı yapıyor. Avrupa Birliği bu baskının en yoğun olduğu yer, 2030 yılına kadar birlik topraklarında içten yanmalı motorlu araç üretimi tamamen bitirilecek.

Elektrikli araçlar gelecek mi?

Günümüzde ise sadece Tesla ve BYD değil, klasik otomobil üreticileri de bu alanda varlık göstermeye çalışıyor. Özellikle Paris iklim konferansı ile birlikte ortaya konan emisyon hedeflerine ulaşabilmek için devletler, üreticilere elektrikli otomobil üretmeleri için baskı yapıyor. Avrupa Birliği bu baskının en yoğun olduğu yer, 2030 yılına kadar birlik topraklarında içten yanmalı motorlu araç üretimi tamamen bitirilecek.

Ancak Volkswagen, Renault, Hyundai, Ford gibi klasik otomotiv devleri hem elektrikli araçlara geçişte zorlanıyor hem de artan rekabetle baş edemiyor. Üstelik yarışa Huawei, Xiaomi, Google gibi teknoloji devleri de katılıyor.

Elektrikli araçların klasik içten yanmalı motorlu araçlara göre çok daha karmaşık ve farklı olması, klasik otomotiv şirketlerinin rekabette zorlanmasına yol açıyor. Birçok şirket, elektrikli araçlar üretmeye çalışsalar da satışlar istedikleri boyutta değil. Son olarak Volkswagen, ekonomik olarak ciddi bir sıkıntıda olduğunu ve elektrikli otomobil yatırımlarının beklentilerini karşılamadığını bildirdi.

Ancak tüm bunlara rağmen, dünyada elektrikli araç satışları gittikçe artıyor. Öyle ki 2023 yılında dünya genelinde satılan her 5 otomobilden biri elektrikli oldu. Bu ciddi bir değişimin başladığının habercisi. Üstelik elektrikli otomobiller için şarj altyapıları da gittikçe genişliyor. An itibariyle sadece Türkiye içerisinde 4000’den fazla şarj istasyonu bulunuyor.

Elektrikli otomobiller sanıldığı kadar çevre dostu mu?

Elektrikli otomobiller yakıt olarak fosil yakıtları kullanmasalar da elektrik üretiminin kökeni çok daha ciddi bir sorun. Dünyada üretilen elektriğin yüzde 35’i kömürden, yüzde 22’si ise doğalgazdan elde ediliyor. Hal böyle olduğunda aslında elektrikli otomobillerin bataryaları elektrikle değil, kömür ve doğalgazla dolu.

Elektrikli araçların değişmesi gereken bataryaları da ciddi bir ekolojik sorun teşkil ediyor. Bataryalar nikel, lityum, cıva ve kadmiyum gibi ağır metaller içeriyor. Bu bataryaların ömrü dolduğunda geri dönüştürmeleri oldukça masraflı olduğundan genellikle çöp döküm alanlarına atılıyor. Bunun sonucunda toprak, hava ve yeraltı suları zehirli maddeler ile kirleniyor. Üstelik sadece bataryaları değil, elektrikli araçların çoğu parçası ağır metaller içeriyor.

Öyle ya da böyle elektrikli otomobiller, geleceğin ulaşım araçları olacak ve içten yanmalı motora sahip otomobillerin yerini alacaklar. Ancak çevreci kimliklerinin hakkını verebilmeleri için çözmeleri gereken daha çok sorun var.

Bakmadan Geçme