• Haberler
  • Siyaset
  • Özgür Özel AK Parti'nin Tek Umudu Yargı Kollarıdır

Özgür Özel AK Parti'nin Tek Umudu Yargı Kollarıdır

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaybettiği belediyeleri almak için her türlü hileye ve desiseye başvurduğunu ileri sürerek, 'Erdoğan siyasi parti genel başkanı olduğu halde, partisine, ana kademesine, gençlik kollarına, kadın kollarına güvenmek, onlarla siyaset yapmak, onlarla seçim kazanmaya çalışmak yerine Türkiye'de hiçbir partide olmayan yeni bir yol kurmuştur. Bu yolun adı Yargı Kollarıdır. AK Parti'nin tek umudu Yargı Kolları Başkanı Akın Gürlek'tir, onun yargı darbesidir. AK Parti'nin adliye koridorlarıda çalışan Yargı Kolları Başkanı ve etrafındakiler AK Toroslar Çetesi olarak anılmaktadır. Bu çete marifetiyle Türkiye'de adaletin terazisi bozulmuştur. Bu çete, sadece CHP'ye değil, siyasi partiler sistemine, demokratik hayata, siyasal yaşama tüm siyasete tehdittir' ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'nın Tandoğan Meydanı'nda "Vesayet Değil Siyaset! Kayyıma, Darbeye Hayır" mitinginde yaptığı konuşmada, "Bir kişinin ve onun çevresinin varlığını sürdürmesi, servetini koruması için bir kara düzen kuruldu. Türkiye'yi yasaklara boğan, bir avuç insanı zenginleştirip milleti fakirleştiren bir kara düzenin içindeyiz. Bu kara düzen kurulmadan önce en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altındı. Bugün en düşük emekli maaşı iki çeyrek altın. Emekli AK Parti'den öncesine göre 4'te 1 maaş almaktadır. Bu yoksulluğu iliklerine, kemiklerine kadar hissetmektedir. Asgari ücret 7 çeyrek altından 2,5 çeyrek altına düşmüştür. En düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altından 5,5 çeyrek altına düşmüştür. Maalesef AK Parti'nin kara düzeninde orta direk kaybolmuştur. Ömrü boyunca çalışan emekli öğretmene verdikleri ikramiye eskiden 1 ev alabilmekteyken, şimdi 5 emekli öğretmen ikramiyeleri birleştirse başı sokacak bir evi zor alabilmektedir. Toplumda büyük bir gelir adaletsizliği vardır. Bugün 38 OECD ülkesi içinde hem gıda enflasyonunda hem genel enflasyonda Türkiye 1'inci sıradadır" ifadesini kullandı.

Özel, şunları kaydetti:

"Millet bu iktidardan desteğini çekmiştir"

"Dünyada Venezuela'dan sonra en yüksek faiz AK Parti'nin kara düzenindedir. En zengin yüzde 20'ye servetin yüzde 90'ını layık görmektedirler. AK Parti'nin kara düzeni böyle bir düzendir. Bu kara düzende hayat pahalı, emek ucuzdur. Örgütlenme özgürlüğü, grev özgürlüğü saldırı altındadır. Bu iktidar işçi düşmanıdır, grev yasakçısıdır. Türkiye'deki bütün emekçilere sesleniyorum. Mutlaka sendikalı olun, en kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. Türkiye'de Erdoğan'ın çıkarlarıyla milletin çıkarları birbirine karşıt hale gelmiştir. Aslında iyi de oldu, saflar netleşti. Erdoğan, kendi çıkarları için her şeyi yapacak durumdadır. Milletin huzuru ve refahının bozulması da buna dahildir. Tam da bu nedenle millet bu iktidardan desteğini çekmiştir. Millet, kendi dertleriyle dertlenen bir iktidar umuduna bel bağlamıştır. Veresiye defterlerini kapatan, 762 kreş açarak yoksulun çocuğuna eğitim, annesine istihdam olanağı sağlayan, 77 öğrenci yurdu açarak yoksulun çocuğunu cemaatlere, tarikatlere değil eşit hizmet alacakları belediye yurtlarına yönlendiren, yoksullara süt verenlere, beslenme çantalarını dolduranlara, kırtasiye desteği verenlere, yatağındaki yaşlıya da kundaktaki çocuğa da bu milletin evlatları diye sahip çıkan belediyelere sarılmış, son seçimlerde kendi değişen, Türkiye'ye değişim vadeden CHP'de karar kılmıştır.

Partimiz 47 yıl sonra Türkiye'nin birinci partisi olmuştur. AK Parti, kurulduğu günden itibaren ilk kez yenilmiştir. Milletin kararına saygı duyması, hatayı kendinde araması, bizimle hizmette yarışması gerekirken en kötü yola tenezzül etmiştir. Millete umut vadedemeyen iktidar, milleti korkutarak, baskı altına alarak ayakta kalmayı tercih etmiştir. Demokrasiyle göreve gelen bir iktidarın, demokrasi treninden inmesinin ağır sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Ne yazık ki iktidara demokratik olarak tehdit olan kim varsa bugün iktidarın hedefindedir. Bir kişi ve onun yanındakiler iktidarda kalsın diye milletimiz ağır bedeller ödemektedir. İşte bu anlayış, cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğimiz 23 Mart tarihine giderken, 19 Mart tarihinde Ekrem İmamoğlu'nu gözaltına almış, 4 gün gözaltında tutmuş, 23 Mart tarihi 15,5 milyon seçmenle kendisi cumhurbaşkanı adayı gösterilirken onu demir parmaklıklar arkasına koymuştur. Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'dur.

"Geleceğin cumhurbaşkanına darbedir"

Kendisi ve arkadaşlarımız 179 gündür cezaevlerindedir. Adana'dan, İzmir'den, Antalya'dan, İstanbul'dan 17 belediye başkanımız bizleri cezaevlerinde birer siyasi tutsak olarak izlemektedirler. Bugün Zeydan Karalar'ın doğum günüdür. Onu sevgiyle selamlıyoruz, iyi ki doğdun. Geçirdiği iki kansere ve doktorların nükseder demelerine rağmen Mehmet Murat Çalık maalesef tahliye edilmemiş, tehlike altındadır. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız, 14 ilaç içerek yaşam mücadelesi vermekte, cezaevi ile hastane arasında gidip gelmektedir. İBB Borsası kurulmuş, adalet araması gerekenler borsalarda pazarlıklara tutuşmuştur. Bu dava siyasidir, iddialar iftiradır, arkadaşlarımız masumdur, yapılan darbedir, geleceğin cumhurbaşkanına, iktidarına darbedir. Direneceğiz.

19 Mart darbesinden bu yana verdiğimiz mücadelede Ekrem Başkan'ın en önemli yol arkadaşı, ona en çok sahip çıkanlardan Mansur Yavaş Başkanımıza özel bir teşekkür etmek isterim. Bu mücadelenizle milleti bu darbeye razı edemediler. 4 kişiden 3'ü bu yalanlara inanmıyor. Bu davaların siyasi olduğunu, bunların iftira olduğunu biliyor. Yazılamayan iddianamelerin ne kadar boş, söylenenlerin ne kadar yalan olduğunu biliyoruz. Büyük bir öz güvenle tekrarlıyoruz. 1 Ekim'de yasal düzenlemeyi yapalım, TRT'de bir kanalı bu mahkemeye tahsis edelim. İsteyen bütün özel televizyonlara bu yayını verelim, iftiralar da canlı yayında açılsın, cevaplar da canlı yayında verilsin. Hodri meydan. Partimizin belediye başkanlarını sürekli tehdit edenler, yıllar önce gelmiş, müfettişler incelemiş, temiz raporlarını vermiş, yıllar sonra bir kişiyi suçlu ilan edip ona suç bulmak için didik didik yapanlar, artık siyasete doğrudan müdahale noktasındadır.

"Tayyip Erdoğan kaybettiği belediyeleri almak için her türlü oyuna, hileye, desiseye yol vermiştir"

Aynı iş adamı 378 kez ihale almış, bunların 75'i CHP'den hepsinde soruşturma, başkanlar içeride. 303'ü AK Parti'den, kimseye dokunmuyorlar. MHP'nin Kütahya Belediye Başkanı aynı kişiye ihale vermiş, alın onu da getirin, içeri atın, Silivri'de tutun demiyorum, dosyasını ayırıp Kütahya'ya yolluyorlar ama Adanalı belediye başkanlarımızı Silivri'de yatırıyorlar. CHP'li belediyelere gidip, 'Ya AK Parti'ye katılacaksın ya Silivri'ye atılacaksın' diyorlar. Bu tehditlere direnen kahramanlar olduğu gibi tabanları yağlayanlar oldu. Yaptıkları işten emin olmayanlar ve AK Parti'ye teslim olanlar tarihteki yerini aldılar. Geçen hafta eşinin yanında Bayrampaşa Belediye Başkanımız Hasan Mutlu'ya, 'Ya AK Parti'ye katılacaksın ya hapse atılacaksın' dediler. Hasan Mutlu, 'Ben belediye başkanlığını ömrüm boyunca hayal ettim, Terzi Fikri gibi belediye başkanı olmaya geldim, haysiyetsizlik yapmam' dedi. Dün sabah Hasan Mutlu'yu aldılar. Hasan Mutlu gibi direnenler, 17 belediye başkanımız gibi direnenler tarihteki yerini alıyorlar. 3 gün önce Beykoz Belediye Başkanımız çıktığında, 'Bu AK Parti ile anlaşacak, oraya geçecek' diyip belediye başkanı tekrar tutuklandığında kendisi AK Parti'ye geçecek haysiyetsizliği gösterenleri de tarih yazacak, onlardan hepimiz hesap soracak.

Recep Tayyip Erdoğan, kaybettiği belediyeleri almak için her türlü oyuna, hileye, desiseye yol vermiştir, imkan tanımıştır. Dün rozet taktığı belediye başkanı vekilinin, onunla birlikte ayrılanların o kayıtlarda olduğunu bilmeden CHP kongresine ses kaydıyla sataşmaktadır. Oysa AK Parti o ses kayıtçılara kucak açmıştır. Bayrampaşa'da AK Parti ile MHP'nin topam 15, CHP'nin 20 belediye meclis üyesi, 2 de bağımsız varken, 8 belediye meclis üyemizi gözaltına aldılar, onları tutuklayarak Bayrampaşa'yı kazanmaya çalışıyorlar. Gaziosmanpaşa seni istemiyor, Bayrampaşa seni istemiyor, Beykoz seni istemiyor, Aydın seni istemiyor, Türkiye seni istemiyor, düş yakamızdan be adam.

"2 Kasım'da sandığı getir"

Buradan Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Kendine güveniyorsan, ben güveniyorum. Partine güveniyorsan, ben partime güveniyorum. Adaylarına güveniyorsan, ben hepsine güveniyorum. 2 Kasım'da getir sandığı millet versin kararı, hodri meydan. Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Eğer cesaretin varsa, kaptıkaçtı siyasetçi değilsen, siyasi yankesicilikten medet ummayacaksan, Bayrampaşa'ya, Beykoz'a, Aydın'a gel koyalım sandığı, millet versin kararı. Seni gidi siyasi yankesici seni. Milletin vermediğini hile ile almak, milletin vermediğini zorla almak, tehditle almak, darbecilerin işidir. Türkiye'ye demokrasiyi getiren parti, senin gibi darbeciye, cuntacıya meydan okuyor.

"Tek umudu Yargı Kolları Başkanı Akın Gürlek"

Erdoğan Türkiye'de geçmişi inkar, geleceği de tehdit eden kirli bir yol açmıştır, kirli bir yola sapmıştır. Erdoğan siyasi parti genel başkanı olduğu halde, partisine, ana kademesine, gençlik kollarına, kadın kollarına güvenmek, onlarla siyaset yapmak, onlarla seçim kazanmaya çalışmak yerine, kadın kollarından ümidini kestiğini, gençlik kollarına güvenmediğini, ana kademeyle gelecek iktidarı örgütlemeyi başaramayacağını itiraf edip, Türkiye'de hiçbir partide olmayan yeni bir yol kurmuştur. Bu yolun adı Yargı Kollarıdır. AK Parti'nin tek umudu Yargı Kolları Başkanı Akın Gürlek'tir, onun yargı darbesidir. AK Parti'nin adliye koridorlarıda çalışan Yargı Kolları Başkanı ve etrafındakiler AK Toroslar Çetesi olarak anılmaktadır. Bu çete marifetiyle Türkiye'de adaletin terazisi bozulmuştur. Bu çete, sadece CHP'ye değil, siyasi partiler sistemine, demokratik hayata, siyasal yaşama tüm siyasete tehdittir. Bu çete İYİ Parti'ye de DEM Parti'ye de, Zafer'e de DEVA'ya da, Gelecek'e de Saadet'e de, TİP'e de EMEP'e de tüm siyasete en büyük tehdittir. Bu çetenin tasallut altına aldığı mahkemelerde hakimlerin gözü bağlı değildir. O mahkemeler hukuk ilkelerine göre değil, karşısındakinin yakasındaki rozete göre karar vermektedirler. Bugün Erdoğan, siyaset üretmiyor. Gençlik kollarına, kadın kollarına güvenmiyor. Onlarla seçim kazanamayacağını düşünüp, güvendiği tek şey AK Parti’nin yargı kollarıdır. Bugün muhalif belediye başkanlarını AK Parti’nin siyasetçileri ile değil, yargı kollarıyla yenmeye çalışmaktadırlar. Karşımızdaki akıl tüm siyasete tehdittir.

"Türkiye'nin kurtuluşu güçlü parlamenter sistemdedir"

CHP olarak çok bedel ödedik, öderiz, icap ettiğinde ödemeye devam edeceğiz. Ancak içinde bulunduğumuz durumu herkes iyi okumalıdır. Bugün iktidara risk oluşturan CHP’dir, o baskı altındadır. Türkiye’de yargı eliyle açılan bu kirli yol canavarlaşmaktadır. Bugün CHP’yi yutan, yarın diğer yapıları yutacaktır. Bugün muhalif gazeteciye musallat olan, yarın diğer gazetecilere, konuşan sanatçıyı hedef alan tüm sanatçıları tüm iş adamlarını, herkesi hedef alacaktır. Çünkü demokrasi gittiğinde artık geriye onları durduracak hiçbir güç kalmayacaktır.

AK Partili, MHP’li ama bu kara düzenin çarklarından olmayan, onlardan medet uman, iyi olur diye oy veren vatandaşlarımıza sesleniyorum. Diyelim ki biz teslim olduk, bu canavar durur mu? Diyelim ki sandık gitti, bir daha senin hatırını sorar mı? Damadın tarafında olmak, cemaatin tarafında olmak, savcının tarafında olmak… Bunlar bir ülkeyi ne gönendirir ne ileriye taşır. Demokrasinin tarafında olunursa ülkeler büyür. Türkiye tek adam elinde işgale sürüklendi. Yedi ayrı ordu Anadolu’yu işgal etti. O gün ölüm fermanına rağmen paşa rütbesiyle ölüm fermanına rağmen Anadolu’ya geçenler, önce kurtuluşu örgütlediler, ardından kuruluşu yaptılar. Ama bu hastalıkların kol gezdiği, yoksulluğun, kıtlığın olduğu, dünyanın çok gerisinde olan ülkenin kendileri de yönetseler, tek adam yönetimi ile abad olmayacağını bildiler. Bir meclis kurdular, o meclise uydular, milletin kararına saygı duydular. Türkiye’nin kurtuluşu, demokratik, güçlü, parlamenter sistemdedir. Tek adama değil; parlamentoya, millete, onun patronluğuna güveneceğiz.

AK Partililere, MHP’lilere sesleniyorum. Komşularınıza sahip çıkın, akrabalarınıza sahip çıkın. Kardeşlerinize sahip çıkın. İyi insanlara sahip çıkın. Kötülüğün yolunu kapayın. Kötülüğün sonu hepimize felakettir."

MUHABİR HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme