• Haberler
  • Siyaset
  • Numan Kurtulmuş Terörü Türkiye Gündeminden Kaldıracağız

Numan Kurtulmuş Terörü Türkiye Gündeminden Kaldıracağız

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Terörsüz Türkiye' süreciyle ilgili, 'İnşallah bu süreç başarıyla sona erdirilecektir. Bu sefer biz kazanacağız. Bu sefer Türkiye kazanacak. Bu sefer emperyalistler, onların oyuncakları bunu kazanamayacak. Ne olursa olsun inşallah Türkiye kazanacak, milletimiz kazanacak. Terörü ilanihaye Türkiye gündeminden kaldıracağız' dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 16'ncı Büyükelçiler Konferansı kapsamında Meclis'te büyükelçileri kabul etti. Kabulde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da yer aldı. Türk dış politikasında özellikle son yıllarda gerçekleştirilen etkin ve ciddi atılımları iftiharla izlediklerini belirten Kurtulmuş, "Türk dış politikası, öncelikle ilkeli ve kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Böyle bir dünyada, 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' anlayışıyla günü gün ederek dış politikayı kurmanın mümkün olmadığını çok iyi biliyor ve Türkiye olarak buna göre hareket ediyoruz. Hepimizin bildiği Türk dış politikasının bu dönemdeki, yeni zamanlar eşiğindeki özelliklerini bir kere daha birlikte hatırlamak isterim. Her şeyden evvel Türkiye'nin dış politikası barış, istikrar ve güven eksenindeki, bu seneki Büyükelçiler Konferansı'nın da konusu bu, bir dünyayı tasarlamak. Bölgemizdeki sorunların hepsinin çözülebilmesi için barış, istikrar ve güven perspektifini fevkalade güçlü bir şekilde koruyor ve çevremizdeki ülkelere de telkin ediyoruz. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta Türkiye'nin takındığı tutum, Kafkaslar'daki gerilimlerde ortaya koymuş olduğu tavır, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve İsrail'in saldırganlıklarının durdurulması konusunda ortaya koyduğu tavır tam da bu anlayıştan kaynaklanmaktadır. Barış olmadan istikrarın olması mümkün değildir. İstikrarın olmadığı bir dünyada ve bölgede de hiç kimsenin güvende olması mümkün değildir. Bu anlayışla, dış politikamızı fevkalade güçlü bir şekilde kurgulamaya çalışıyoruz. Bu anlayışın bölgeye ve insanlığa sağlayacağı en önemli hususiyetlerden birisi, normalleşmenin temin edilmesi ve normalleşme ile birlikte bölge halklarının da yakınlaşmasının sağlanmasıdır. Bütün bunları yaparken de prensipli müzakereler ilkesinden asla ayrılmadığımızı görüyoruz. Yani bir masada başka bir sözü, başka bir muhatabımıza karşı diğer masada başka bir teklifi getirmiyoruz. Herkese açık yüreklilikle, prensipler çerçevesinde müzakerelerimizi yaparak barışın, istikrarın ve güvenin sağlanması için olağanüstü bir çaba tarif ediyoruz" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN TEK EKSENİ VARDIR'

Türk dış politikasının bir diğer özelliğinin, insani diplomasi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu insani diplomasi vasıtasıyla dünyanın dört bir tarafındaki ihtiyaç sahibi insanlara en kısa sürede ve en etkin şekilde ulaşabilmeyi başarıyoruz. Bunun için gayret sarf ediyoruz. Başta mazlum ve mağdur Filistin halkı, Gazze halkı olmak üzere, başta mazlum ve mağdur Afrika halkları olmak üzere, bu insanlara insani bakımdan her türlü desteği sağlamak için diplomasimizi en etkin şekilde kullanmaya gayret ediyoruz. Türk dış politikasının önemli bir özelliği ise lider diplomasisindeki örnekliğidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında, Türkiye bugün dünyada lider diplomasisini en iyi şekilde uygulayan birkaç ülkeden birisidir. Liderin üzerinden, liderin güçlü liderlik vasıfları ve karakteri üzerinden birçok zor meselenin nasıl çözüldüğünü hepimiz biliyoruz, sizler de yakinen muhatapları olarak şahitlerisiniz. Dolayısıyla Türkiye'nin bu süreçte en önemli dış politika artılarından birisinin de lider diplomasisi, güçlü lider diplomasisi olduğunun altını çözmek isterim. Türkiye'nin dış politikadaki bir başka özelliği ise çok taraflı ve etkin bir diplomasiyi icra etmiş olmasıdır. Artık Türkiye'nin herhangi bir bölgenin, herhangi bir ülkenin kuyruğuna takılıp herhangi bir paktın peyki olarak durması mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye'nin yönü her zaman söylediğimiz gibi ne sadece doğuya dönük ne sadece batıya dönüktür. Türkiye ne şu tarafın uydusu ne bu tarafın yörüngesinde bulunan bir ülkedir. Türkiye'nin, iddia ettiğimiz gibi ıslarla vurguladığımız gibi bir tek ekseni vardır o da Türkiye eksenidir. Dış politikamız, yaptığı çalışmalarla, etkin çabalarıyla bu Türkiye eksenini tahkim etmek için fevkalade büyük bir gayret gösteriyor" dedi.

'İDDİASIZ BİR TÜRKİYE, AYAKTA DURAMAZ'

Kurtulmuş, dış politikanın sadece temenniler ve fikirler üzerinden yürümeyeceğini ifade ederek, "Dış politikayı yürütürken sonuç alabilmemiz için birtakım ilkeleri de özümsemek, benimsemek mecburiyetindeyiz. Her şeyden evvel bu çerçevede geliştirilen Türk dış politikası iddialıdır, kararlıdır ve tutarlıdır. Bu bölgede, bu coğrafyada, bu zamanda, bu zaman diliminde Türkiye'ye iddiasız olmak yakışmaz. Dahasını söyleyeyim, iddiasız olan bir Türkiye de bu coğrafyada ayakta duramaz. Dolayısıyla bu temel ilkelerde iddiamızı, kararlılığımızı ve ölçülü bir şekilde sürdürdüğümüz dış politika faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Hiç şüphesiz bunları yerine getirirken dört temel ilke de bizim pusulamız olacaktır. Bunlardan birisi tutarlılık. Zikzak çizmeyen, bir o tarafa bir o tarafa dönmeyen, sözünü güçlü bir şekilde söyleyen, bu sözü de gücüyle hem yumuşak gücüyle hem de sert gücüyle tahkim eden bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz. İkincisi meşruiyettir. Meşruiyeti olmayan bir sözün ne kadar güçlü olursa olsun karşılığı yoktur. Bizim anladığımız, sözümüzün meşruiyetinin arkasındaki en büyük güç ise bizatihi milletin iradesidir. Biz meşruiyetimizi sadece iç politikada değil, dış politikada da meşruiyetimizi milletin iradesinden alır, milletin gücünden alırız. Onun için bu toplantımızın milli iradenin merkezi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yapılmasını da fevkalade önemsediğimi ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.

'EMPERYAL PLANLARIN YAPILDIĞINI ÇOK İYİ BİLİYORUZ'

Türkiye'nin güçlü bir şekilde ayakta durmaktan başka şansı olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Bunu hepimiz söylüyoruz, görüyoruz ve bunu gerçekleştirmek için gayretle mücadele ediyoruz. Çünkü burası tarih boyunca tarihçilerin 'bereketli hilal' dediği coğrafyanın tam merkezidir. Tarihte bütün büyük güçlerin gelip hakim olmak istediği, etkin olmak istediği bölge burasıdır. Kafkasların, Akdeniz'in, Orta Doğu'nun, Anadolu kıtasının olduğu bu merkez. Bu merkezin coğrafyası da Anadolu kıtasıdır. Dolayısıyla merkezi de burasıdır. Dolayısıyla burada ayaklarımızı çok güçlü şekilde yere basmak zorundayız. Bu bölgenin çok uzak dönemlere gitmeye gerek yok, son dönemlerde, özellikle son 25-30 yıllık süre içerisinde paramparça edilmeye çalışıldığını, nasıl etnik ve mezhebi çatışmalar ekseninde bölündüğünü, birbirlerine şimdiye kadar düşman edilememiş olan halkların düşman edilmesi için nice hain, emperyal planların yapıldığını çok iyi biliyoruz. Bu çerçevede aradaki husumetin kalıcı hale getirilmesi için ellerine silah verdikleri vekil unsurlar vasıtasıyla halkların arasına düşmanlık kurmak için neler yaptıklarını gayet iyi biliyoruz. Bu süreçlerde en büyük bedel ödemiş ülkelerden birisi de Türkiye'dir" dedi.

'TERÖR MESELESİNİ GERİDE BIRAKMAK LAZIM'

Kurtulmuş, son 50 yılı terörle geçmiş olan bir ülke olduklarını söyleyerek, "Neredeyse Cumhuriyetimizin tarihinin yarısında terör belasıyla uğraşmış bir ülkeyiz. On binlerce insanımız ölmüş, binlerce güvenlik kuvvetimiz şehit olmuş. Aynı şekilde bu ülkenin muazzam kaynakları terörle mücadele ya da terörün aştığı zararlar dolayısıyla kaybedilmiş. 2013 yılında bizzat bizim yaptığımız bir araştırmada, o günkü rakamlarla terörün alternatif maliyetleriyle birlikte toplam Türkiye'ye verdiği zarar 1,3 trilyon dolardı. Herhalde bu rakam güncellenirse en az bunun iki katı olduğu aşikardır. Dolayısıyla Türkiye'nin bu bölgede sözünü güçlendirmek ve dünyada etkin bir ülke olmak için bu terör meselesini artık geride bırakması, tarihin tozu raflarına bırakması lazım" ifadelerini kullandı.

'BİRÇOK FAKÜLTEDE OKUTULACAK'

Kurtulmuş, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına dikkat çekerek, "TBMM'de faaliyet gösteren partilerimizin 11'i, 12 partinin 11'i komisyona başlangıçta üye verdi. Ve fevkalade büyük bir demokratik olgunlukla, hiç kimse birbirine üst perdeden konuşmadan, hiç kimse kendi tezini diğerlerinin üzerinde baskın tez haline getirmek için gayret etmeden bu süre içerisinde çok nezih, çok demokratik bir tartışma ortamıyla süreç 19 toplantıyla belli bir noktaya geldi. Toplumun, bu meselenin çözülmesine ilişkin fikri olan bütün kesimleri birbirleriyle taban tabana zıt fikirlere sahip olmasına rağmen geldiler, burada konuştular. Bunun sonucunda da inşallah şu geldiğimiz noktada partiler bugün yarın artık son olarak bize raporlarını verecekler ve en sonunda komisyon bu çalışmaların sonucunu nihai bir raporla yine ümit ederim ki ittifakla aldığı bir kararla Türkiye kamuoyuyla paylaşacaktır. Dünya deneyimleriyle kıyasladığımız zaman, çatışma çözümlerinde başka ülke örneklerinde 8 yılda 10 yılda gelinen noktaya Türkiye'nin 6-7 ay gibi kısa bir süre içerisinde gelmesi fevkalade önemlidir. Ümit ediyorum bu demokratik olgunluk düzeyi yüksek tartışmaların sonucunda, Türkiye demokrasisi bakımından da önemli bir tecrübeyi Türk demokrasi tarihinde kazandırmış olacağız. Partiler bir araya gelebilir, taban tabana zıt fikirleri olabilir ama memleketin ortak meselesinde, ortak istikamette fikirlerini ortaya koyarlar ve çözüme ulaşmak için gayret sarf ederler. İnşallah bu süreç başarıyla biterse ki öyle olacak, bu modeli Türkiye modeli olarak çatışma çözümleri konusunda dünyaya örnek olacak bir model olarak dünyanın birçok siyasal bilgiler fakültesinde, uluslararası ilişkilerle ilgili eğitim veren yerlerde bunun okutulacağına inanıyorum. İnşallah bu süreç başarıyla sona erdirilecektir. Bu sefer biz kazanacağız. Bu sefer Türkiye kazanacak. Bu sefer emperyalistler, onların oyuncakları bunu kazanamayacak. Ne olursa olsun inşallah Türkiye kazanacak, milletimiz kazanacak. Terörü ilanihaye Türkiye gündeminden kaldıracağız" dedi.

Bakmadan Geçme