• Haberler
  • Gündem
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Grup Toplantısı'nda Önemli Açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Grup Toplantısı'nda Önemli Açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan: FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalayanlar görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi köken, meşrep, inanç, bunun üzerinden insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz' dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan'ın gündeme bomba gibi düşen kumpas iddialarıyla ilgili ne diyeceği merak bekleniyor.

Erdoğan'ın  satır başları şu şekilde;

"Aşkınız sevdanız ve vefanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dün genişletilmiş İl toplantımızı heyecan dolu bir atmosferde icra ettik. Teşkilatımızın kararlılığı ve heyecanı karşısında büyük bir gurur duydum. Bizi örselemeye çalışanlara inat Yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz.

YORULAN ARKADAŞLARIMIZI DİNLENMEYE ALACAĞIZ

Partimizin kuruluşundan itibaren daima ortak akılla hareket ettik. Bunu güçlendirerek sürdüreceğiz. Son bir yılımıza damga vuran seçimler dolayısıyla istişare kamplarımızı yapamamıştık. Önümüzdeki tarihlerde bir araya geleceğiz. Kongrelerimizle ilgili takvimi de yakında ilan edeceğiz. Bu süreci de dava ve yol arkadaşlarımıza halel getirmeden yürüteceğiz. Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bir bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan arkadaşlarımız, yanlışı olan arkadaşlarımız varsa onları dinlenmeye alacağız, yeni heyecanlı dinamik arkadaşlarımıza kadrolarımızı güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.

ÖĞRETMENLERE YÖNELİK ŞİDDET

Öğretmenlere yönelik şiddetle mücadelede yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor.

YENİ ANAYASA

Gerek hayat pahalılığı, fahiş fiyat, basında yer alan öğretmenlere yönelik şiddetle mücadelede yasal zeminin güçlendirilmesine hizmet duyuyoruz. Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkartmamız gerekiyor. Yeni anayasa meselesinde Meclis Başkanımızın çalışmalarına destek vermemiz önemlidir. Türkiye'nin 64 yıllık sivil anayasa hasretini dindirmek olacaktır. Aceleye getirmeden çok da uzatmadan somut adımlar atılmasında fayda görüyoruz. Biz sonuna kadar yapıcı tutumumuzu koruyacağız.

CUMHUR İTTİFAKI 

Cumhur ittifakı surlarında gedik açmaya çalışanları görüyor, biliyoruz. Daha öncede bu tür girişimlerle karşılaştık. Hepsinden güçlenerek çıktık. Fitne ve fesat odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur ittifakı daha da güçlenerek, safları sıklaştırarak dayanışmasını artırarak yoluna devam edecektir.

TEMBELLİĞE, İSTEKSİZLİĞE TAHAMMÜLÜMÜZ OLAMAZ

Hiç sağa sola bakmadan işimize kilitlenecek, milletimizin yüklediği emanetin hakkını vereceğiz. Bu noktada içimizde yanlış değerlendirmeler yapanlar varsa tembelliğe tevessül edenler olursa onlarla hiç tereddüt etmeden yollarımızı ayırırız. AK Parti'nin çalışma usulü belli. Hemen yarın seçim olacak gibi hazırlıklıyız. Hemen milletimiz tarafından hesaba çekilecekmiş gibi çok çalışıyoruz. Aynı zamanda biz süreye bakmadan kendimizi seçim tarihleriyle kısıtlamadan çalışan kadroyuz. Ne teşkilatımızda ne diğer kadrolarda tembelliğe, isteksizliğe asla ve asla tahammülümüz olamaz.

BÜROKRATİK VESAYETE İZİN VERMEYİZ

Son dönemde gündeme gelen tüm hadiseyi tüm boyutlarıyla takip ediyoruz. Bürokratik vesayete izin vermeyiz. Kanunun dışına çıkan, marazı olan kim varsa hukuk zemininde mutlaka hesabını soruyoruz. Ülke ve millete karşı vazifesini yapmamasının hiçbir bahanesi olamaz.

Bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine asla fırsat vermeyiz.

Temennimiz odur ki önümüzdeki dört yıl gerilimle değil, karşılıklı hoşgörüyle geçsin. İstiyoruz ki muhalefet yıkıcı, kırıcı değil, yapıcı olsun. Arzumuz odur ki, Türkiye'nin meseleleri siyasetin günlük polemiklerinin üzerinde ele alınsın. Biz milletimizin de takdir ve talep ettiği bu iklimin Türk siyasetinin normali haline gelmesini ümit ediyoruz. Siyaseti yüksek gerilim hattına hapsetmek isteyenler her zaman olacaktır ama olmasını istemiyoruz.

FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalayanlar görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi köken, meşrep, inanç, bunun üzerinden insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz.

Ne kadar çirkinleşirse çirkinleşsinler biz o tuzağa düşmeyeceğiz. Bize yakışan ağırbaşlılıktır, bize yakışan, tevazudur, bize yakışan hoşgörüdür. Başkaları ne yaparsa yapsın biz kucaklayıcı ve kuşatıcı olacağız. Bu noktada şu hususun da altını çizmek isterim. Partimizin kapıları, ilkeleri bizim ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin, devletimizin çıkarları için kin tutarız. Ama siyasette kin kavramını asla kabul etmeyiz. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir.

Yeter ki samimiyet olsun, hüsnüniyet olsun, ülkeye ve millete hizmet derdi olsun. Diğer her şey bir şekilde hal yoluna koyulur. Tabii siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Allah'a hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık. İnşallah yine aynısı olacak. Fitne ve nifak odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek, saflarını sıklaştırarak, dayanışmasını artırarak yoluna devam edecek. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için omuz omuza çalışmayı her zamankinden daha adanmış şekilde sürdüreceğiz.

NEKBE’NİN ACISINI EN AZ ONLAR KADAR YÜREĞİMİZDE HİSSEDİYORUZ

Bugün 15 Mayıs dünya genelindeki tüm Filistinliler için, onlarla birlikte bizim için son derece anlamlı bir gün. Bugün büyük felaket anlamındaki Nekbe'nin 76'ncı yıl dönümü. Osmanlı cihan devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca İngilizlerin himayesinde Siyonistler, bu topraklarda adım adım işgale başladılar.

Filistin topraklarında ilk kitlesel katliam esasen 1918 yılında Osmanlı'nın çekilmesiyle başladı. Siyonist çeteler, Siyonist terör örgütleri, toplu cinayetler işleyerek Filistinlileri topraklarından sürdü, göç etmek zorunda bıraktı. Yüz binlerce Filistinli yanlarına sadece evlerinin anahtarlarını alarak Lübnan'a, Ürdün'e, Suriye'ye, diğer bölge ülkelerine gitti ve mülteci kamplarında on yıllar sürecek zor bir hayata başladılar. Kalanların durumu gidenlerden daha kötüydü.

14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu ve işgal, soykırım politikaları artık bir devlet politikası olarak sürdürüldü. İşte Filistinliler İsrail devletinin kurulmasının hemen ertesi günü 15 Mayıs'ı 'Büyük Felaket', yani Nekbe olarak ilan ettiler ve her yıl 15 Mayıs'ta evlerine, bağımsızlıklarına kavuşma umudunu tazeliyorlar. Bu Nekbe gününde tüm Filistinli kardeşlerimize kalpten selamlarımızı gönderiyorum. Nekbe'nin acısını en az onlar kadar yüreğimizde hissediyoruz.

Nekbe'nin yıldönümünde en az onlar kadar umudu muhafaza ediyoruz. Er ya da geç Filistinliler evlerine dönecekler. Er ya da geç, Filistinliler yastıklarının altında muhafaza ettikleri ve nesilden nesile emanet bıraktıkları o anahtarlarını kullanacak, inşallah kendi evlerine, yuvalarına kavuşacaklardır.

DÖKTÜKLERİ HER DAMLA KANIN HESABINI VERECEKLER

Bugün burada bazı gerçekleri açık açık konuşmak durumundayım. Hitler, Yahudi soykırımını yaparken yalnız değildi. Avrupa'daki birçok ülke Hitler'i destekliyordu. Hitler, acımasızca katliam yaparken, soykırım yaparken kendisini çok güçlü, çok kudretli, yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu. Aynı şekilde Bosna'da Bosna Sırplarının lideri Miladic, Bosna'da kıyım yaparlarken Avrupa ve birçok ülke arkalarındaydı.

BM'nin güya koruması altındaki Srebrenitsa'da soykırım yaparken dünyanın güçlü ülkeleri arkalarındaydı. Dünyanın gözü önünde 8 bin 372 Boşnak kardeşimizi şehit ettiler. Yenileceklerini asla düşünmüyorlardı. Bir gün hesap vereceklerini hiç hesaba katmıyorlardı. Ne oldu? Yakalandılar, mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o kudretli politikacıları, o soykırımcı generalleri hesap verdiler, şimdi hapiste ölümü bekliyorlar.

Er ya da geç Gazze kasabı Netenyahu'yu ve onunla birlikte Gazze'de soykırıma ortak olanları da unutmayın, aynı akıbet bekliyor. Göreceksiniz, döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka verecekler. Vahşice katlettikleri 35 bin Filistinlinin yaralanan ve uzvunu kaybeden 80 bini aşkın Gazzelinin ahı bunların peşini asla bırakmayacak. Biz de soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız. Artık tüm dünyanın bir hakikati kabullenmesi lazım. Gazze soykırımının hesabını sormadan dünya huzura kavuşamaz, dünya temiz kalamaz. Kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin. Bakınız bunlar cani oldukları kadar küstahlar, barbar oldukları kadar da şımarıklar.

Bombalarla, mermilerle, en ölümcül silahlarla, keskin nişancılarla, açlıkla, susuzlukla insan öldürdüler. Hastaneleri, ambulansları vurdular, insanları evlerinden çıkarıp güya güvenli bölgelere yönlendirdiler. Güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Yardım için bir parça ekmek için koşuşan insanları öldürdüler. Annelere evlatlarının parçalarını toplattılar. Tarihte bunun örneği yok. Hitler bile tarihe kara bir leke olarak geçen o insanlık dışı holokostu yaparken bu kadar aleni yapmadı, bu kadar cüretkar değildi. Bunlar o kadar pervasız ki kameralar önünde, canlı yayınlarda gazetecileri, doktorları, sivilleri, daha kundaktaki bebekleri katlettiler, camileri, okulları, kiliseleri bombaladılar. Bundan kaçamazlar, kaçamayacaklar. Mahkeme-i kübraya çıkmadan önce inşallah dünyada bunun hesabını verecekler, cezalarını çekecekler.

BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNİZ

Bakın şimdi uluslararası mahkemeyi baskı altına almaya çalışıyorlar. Birleşmiş Milletler kürsüsünden, Birleşmiş Milletler şartını parçalayarak güya dünyaya meydan okuyorlar. Nesin sen ya? Orada ufak kağıt makinesi içerisinde onu parçalamak suretiyle bu işten yırtacağını mı zannediyorsun? Bedelini ödeyeceksiniz. Bunun bedelini ödeyeceksiniz.
Filistin'e destek veren profesörleri, öğrencileri açıkça tehdit ediyorlar. Ellerindeki devasa medya ve lobi gücünü kullanarak herkesi susturmaya teşebbüs ediyorlar. Antisemitizm yaftası vurduklarında insanların korkacağını, geri adım atacağını zannediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. İnsanlık bu katillerin yakasını bırakmayacak. İnsanlık bıraksa dahi biz bu katillerin, bu soykırımcıların, bu gözü dönmüş cinayet şebekesinin peşini bırakmayacağız.

GÖZÜNÜ ER YADA GEÇ ANADOLU’YA DİKECEKLER

Şimdi Hamas'ı destekliyoruz diye Hamas'a sahip çıkıyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Sizde hiç mi vicdan yok, hiç mi insafınız kalmadı? Gazze'de açlıktan ölmek üzere olan masum yavrulara yardım götüren tırlara bile tahammül edemeyenleri savunacak kadar, bu terörü, terör devleti savunacak kadar mı ruhunuzu, kimliğinizi, kişiliğinizi kaybettiniz? Sanmayın ki Gazze'de duracak Sanmayın ki Ramallah güvenlik içerisinde olacak.

Bu azgın devlet, bu terör devleti eğer durdurulmazsa, vadedilmiş topraklar hezeyanıyla gözünü er ya da geç Anadolu'ya dikecekler. İsrail Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor. Bize saldırıyor bize. Hamas Gazze'de Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı.

Ben Hamas'ı Kuvayı Milliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Neden rahatsız oldunuz? Kuvayı Milliye'ye de eşkıya demediler mi? Asi demediler mi? İsyancı demediler mi? Hain demediler mi? Şaki demediler mi? Bugün Hamas'a terör örgütü diyenler 100 yıl önce olsa inanın Kuvayı Milliye'ye de terör örgütü diyecekler, asi, şaki, hain diyeceklerdi. Bu millet her zaman mazlumun yanında durmuştur. Bu millet her zaman mağdurun, garibin, gurebanın yanında durmuştur.

Bu millet özellikle de istiklali için, özgürlüğü için, vatanlarını korumak için mücadele edenlerin yanında durmuştur. Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz. Ruhunu, aklını ve vicdanını Siyonist katillere kiraya verenlere asla itibar etmeyeceğiz.

İNANDIĞIMIZ YOLDA AZİMLE YÜRÜYECEĞİZ

Anneler Günü'nde 81 ilde Filistinli anneler için susmayacağız diyerek örnek bir duruş sergileyen AK Parti kadın kollarını tebrik ediyorum. AK Parti Gençlik Kolları, Üniversiteler Teşkilatını 60'tan fazla üniversitede gerçekleştirdiği barışçıl Filistin'e destek eylemleri için ayrıca kutluyorum.

Türkiye'nin mazlum ve mağdurların umudu haline dönüşmesinden emperyalistlerin rahatsız olmasını anlayabiliyoruz. İnsani değerleri ve adaleti merkeze alan politikalarıyla Türkiye bunların yüzyıllardır devam ettirdikleri sömürge düzenine unutmayın, çomak sokmuştur. Dünya 5'ten büyüktür tespitimizin ne kadar doğru olduğu yaşanan her krizde bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu çağrımızın Afrika'dan Asya'ya iradeleri yok sayılan ülkelerde günden güne fazla makes bulduğunu görüyoruz.

Türkiye giderek bir cazibe, bir çekim merkezi haline gelmektedir. Ülkemize yönelik propagandaların artmasının gerisindeki sebeplerden biri de işte budur. Kimin ne yaptığını ve nereye varmak istediğini gayet iyi biliyoruz. Bunlara bugüne kadar boyun eğmedim. Allah'ın izniyle bundan sonra da geri adım atmayacağız. Hak bildiğimiz, inandığımız kutlu yolda azimle ve sabırla yürüyeceğiz. Şunun bilinmesini isterim. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam da Filistinli, Suriyeli, Somalili, Türkistanlı, Sudanlı mazlumların hakkını savunmaya devam edeceğiz.

KORKLAR ZAFER ANITI DİKEMEZ

Siyonist katillerin ve piyonlarının bizi hedefe koyması ülkece çekinilecek bir şey değil, göğsümüzde gururla taşıyacağımız bir şeref madalyasıdır. Her zaman söylüyorum, korkaklar zafer anıtı dikemez. Ne yarım asrı bulan siyasi hayatımızda ne de 21 yılı aşan iktidarlarımız boyunca korkanlardan, sinenlerden, zoru görünce kaçanlardan olmadık. Gün oldu vesayetçilere meydan okuduk. Gün oldu eli kanlı terör örgütlerine meydan okuduk. Gün oldu emniyet, yargı ve ordu içinde yuvalanmış FETÖ'cü alçaklara meydan okuduk.

Vatanımızın bekasına, milletimizin istiklaline kim kastederse bundan sonra da karşılarında dimdik durmaya devam edeceğiz.
Hükümetimiz, ittifakımız ve devletimiz her zamankinden daha güçlüdür, daha kararlıdır, hedeflerine daha fazla kilitlenmiştir. Gazze'de soykırım bitinceye ve katiller hukuk önünde hesap verinceye kadar tüm imkanlarımızla Filistin halkına sahip çıkacağız. Görüyorum ki kimi vicdan fukaraları Filistin'den gelen yaralıları Türkiye'de tedavi etmemizden rahatsız olmuşlar. Vah zavallılar, istedikleri kadar rahatsız olsunlar. İstedikleri kadar ortalığı ayağa kaldırsınlar. Bu devletin de bu milletin de hamdolsun yaralının yarasını saracak gücü ve kudreti ziyadesiyle vardır. Türkiye bunların muhayyilesinden çok çok büyüktür.

Biz kendi vatandaşımıza da misafire, muhacire, muhtaca, yaralıya da en kaliteli sağlık hizmetini sunabilecek büyük bir ülkeyiz. Bunlar bereket kavramını bilmezler, bunlar şefkat kavramını, merhamet kavramını bilmezler, bunlar ensar-muhacir kardeşliğinin ne demek olduğunu bilmezler. Bizim kültürümüzde misafir, unutmayın bereketiyle gelir.

Sen bir hastaya, bir yaralıya kucak açarsın, Allah da onun mükafatını verir. Bu milleti de bu devleti de ayakta tutan elhamdülillah kaybetmediği, kaybetmeyeceği şefkatidir, merhametidir, misafirperverliğidir. Dün Gazzeli Çanakkale'^de bizim toprağımızı savundu. Mezar taşı orada, Çanakkale'de.

Bugün biz de elbette Gazzelinin, Filistinlinin yanında duracağız. Bunu da bir karşılık, bir borç duygusuyla değil, bu milleti millet yapan şefkatle, merhametle yapacağız. Bu vesileyle bir kez daha Filistin'e selamlarımızı yolluyoruz. Nekbe, büyük felaket gününde her zerremizle, her imkanımızla Filistin'in, Filistin davasının yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

MUHABİR

Bakmadan Geçme