• Haberler
  • Gündem
  • Deprem Uzmanı Süleyman Pampal'dan Uyarı 7-8 Büyüklüğünde Deprem Olabilir

Deprem Uzmanı Süleyman Pampal'dan Uyarı 7-8 Büyüklüğünde Deprem Olabilir

Deprem Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, Ege ve Akdeniz'deki sismik hareketliliğe dikkat çekerek Girit-Rodos hattında büyük bir depremin hazırlık aşamasında olabileceğini söyledi. Simav Fay Zonu'nda yaşanan 15 bini aşkın sarsıntıyı 'deprem fırtınası' olarak tanımladı.

CNN Türk canlı yayınına katılan Prof. Dr. Süleyman Pampal, Ege ve Akdeniz’deki sismik hareketliliği değerlendirdi. Pampal, Simav Fay Zonu’nda yaşanan 15 bini aşkın sarsıntıyı “deprem fırtınası” olarak tanımlarken, Girit-Rodos hattında 7-8 büyüklüğünde bir depremin olabileceği uyarısında bulundu.

“Deprem fırtınası yaşıyoruz”

Sındırgı’da 4.4 büyüklüğündeki depremin ardından konuşan Pampal, “Her gün 4-5 arası ve daha küçük depremler oluyor. İki tane 6,1 büyüklüğünde deprem yaşadık. Bu, Simav Fay Zonu’nun Sındırgı fayı üzerinde gerçekleşti” dedi.

Benzer bir durumun 2025 başında Santorini civarında yaşandığını hatırlatan Pampal, “On binlerce deprem hem Türkiye’nin kuzeyinde hem Yunanistan tarafında yaşanmıştı” ifadelerini kullandı.

“Afrika levhasının dalma hareketi tetikliyor”

Bunu “aynı fay hattı” olarak değerlendirmek doğru değil. Aynı fay hattında değiller. Ancak bu fırtınaların altında yatan gerçek, güneydeki Afrika levhasının Anadolu’nun altına daldığı Girit-Rodos hattı boyunca gelişen Helenik Yay ve Kıbrıs Yay sistemleridir. Bu hattın kuzeyinde, altta Afrika levhasının uç kısmı yer alıyor. Bu uç kısım derinlere indikçe mağmaya, yani astenosfere yaklaşıyor. Burada sıcaklık çok yüksek olduğu için ergime (erime) meydana geliyor. Ergiyen kütle yükselme eğilimi gösteriyor ve hacmini genişletiyor.

İşte 2011’de ve bu yılın başında (Ocak, Şubat, Mart aylarında) Ege Denizi’nin içinde bu “deprem fırtınasını” daha büyük ölçekte yaşamıştık. Şimdi bu hareket doğuya doğru kaydı. Bölgede, magmatik aktiviteye bağlı sismik aktivite “deprem fırtınası” şeklinde kendini gösteriyor.

2011’de de olmuştu. Daha önce 1956’da Santorini civarında yaşanmıştı. Yani bu levha sınırında, güneydeki Afrika ile kuzeydeki Anadolu’nun çarpışma hattında, dalma-batma zonunda, dalan levhanın uç kısmının üstüne denk gelen bölgelerde magmatik aktiviteye bağlı deprem fırtınaları yaşanıyor.

Burada, Simav Fay Zonu’nun batı kesiminde, Sındırgı fayı üzerinde hareketlilik var. Hemen batısında, Akhisar-Bigadiç arasında uzanan kuzey-güney yönlü Gelenbe fayı bulunuyor. Bu doğrultu atımlı bir fay. Ancak bu fay kırılmıyor. Sındırgı civarındaki doğu-batı yönlü normal fay, kendi içinde parçalanıyor ve güneydoğuya doğru devam ediyor.

Büyük depremin hazırlık aşaması

Burada gelecek için kaygı verici bir durum söz konusu. O da şu: Girit-Rodos hattında, milattan sonra 300’lü yıllardan günümüze kadar 7,5-8 büyüklüğünde yedi deprem meydana gelmiş durumda. Bu, çarpışma hattı yani dalma-batma zonu üzerinde büyük depremler üreten bir bölge. Kuzeydeki bu aktiviteler, bu bölgede daha büyük depremlerin olması için bir hazırlık aşaması gibi değerlendirilebilir.

Marmara fayı: Farklı mekanizma, farklı tehdit

Marmara ise farklı bir mekanizmayla oluşuyor. Marmara’da Anadolu’nun kuzey kolu ve güney kolu var. Güney kolu dediğimiz hat, Bandırma-Gemlik-İznik-Geyve-Pamukova üzerinden Sakarya’ya kadar uzanıyor. Bu fay 1065’ten beri kırılmamış durumda. Kuzeyde ise 17 Ağustos 1999’da, Körfez çıkışına kadar, adalara doğru kırılmış olan bir kol var. 1509’da kırılmıştı. Orada “Adalar Fayı” olarak bilinen kuzeybatı-güneydoğu yönlü bir fay da bulunuyor. O da 1894’te kırıldı.

Orta Marmara Fayı dediğimiz, Silivri’den Haliç’e kadar olan kesim ise kırılmadı. 1766’da iki büyük deprem üretmişti. 23 Nisan’da 6,1 büyüklüğünde bir deprem yaşadık ancak bu fayın tamamı kırılmadı. Orada hâlâ deprem bekleniyor.

Simav ve Marmara faylarının farkı

Ancak bu mekanizma, Simav-Sındırgı bölgesindekinden farklı. Marmara’daki fay, kuzeydeki Avrasya levhasıyla Anadolu levhası arasındaki sınırı oluşturan transform fay (doğrultu atımlı fay) sistemidir. Sındırgı civarındaki Simav fayı ise normal faydır, yani çekme gerilmeleri etkisiyle oluşur. Alttaki magmanın hareketiyle yukarıda faylanmalar ve tekrar eden kırılmalar meydana gelir. Marmara’da böyle bir durum söz konusu değildir.

Dolayısıyla bu iki bölge birbirini doğrudan etkilemez veya tetiklemez. Ancak Marmara’da, tetiklenmeye ihtiyaç duymadan kırılmaya hazır faylar bulunuyor. Bunu da vurgulamak gerekir.

Faylar kırılmaya devam ediyor

Deprem fırtınalarının genellikle aylarca yaklaşık 3-5 ay sürdüğünü biliyoruz. Yakın zamanda yaşadığımız gibi, bu da 3 aydan fazladır devam ediyor. Ancak çok daha uzun sürmesini beklemiyorum. Fay zonu oldukça uzun: Akhisar-Bigadiç hattından Sındırgı-Simav-Afyon’a kadar uzanıyor. Simav Fay Zonu’nun devamı Afyon-Akşehir grabeni üzerinden Konya ve Karaman’a kadar gidiyor. Bu hat, İç Anadolu’yu Batı Anadolu’ya bağlayan çok önemli bir fay zonudur.

Bu bölgede çok sayıda kırılmamış segment var. Batısında hemen Gelenbe fayı bulunuyor. Farklı karakterde faylar mevcut. Bunların kırılması söz konusu olursa, 6 civarında depremler sürpriz olmaz. Ancak bu deprem fırtınasının 6 ay ya da 1 sene sürmesi beklenmez. Önümüzdeki dönemde yavaş yavaş sönümlenecektir.

“Büyük deprem Girit-Rodos hattında bekleniyor”

Asıl büyük deprem ise Girit-Rodos hattında, 7-8 büyüklüğünde olma ihtimaliyle bekleniyor. Bu bölgede, Simav Fay Zonu üzerinde genellikle 6 civarında depremler yaşanıyor. Zaten şu anda iki tanesini 6,1 büyüklüğünde yaşadık. Artçılarını da yaşıyoruz.

Bölgedeki diğer faylar, birbirine az çok mesafesi olan, genellikle doğu-batı yönünde ve normal fay karakterinde. Bunlar kırılmaya devam ediyor. Çünkü batıya doğru stres transferi oluyor. Gelenbe fayı kırılmadığı için enerjiyi boşaltamıyor. Kırılabilse, o enerji orada boşalacak ama bu şekilde biraz daha büyük bir deprem yaşanması olasılığı var.

Balıkesirliler ve Manisalılar açısından bu durum olağan görünüyor, normal seyrediyor. Ancak tedbirli ve dikkatli olmak şart. Türkiye bir deprem ülkesidir. Hangi lokasyonda oturursak oturalım bunu unutmamalıyız."

Bakmadan Geçme