DEM Partili Koçyiğit, 11'inci Yargı Paketini kabul etmeyeceklerini açıkladı
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'ye gelecek Suriye, Irak ve Lübnan tezkereleri ile sızan 11. Yargı Paketi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi beklenen Suriye, Irak ve Lübnan tezkerelerini ele aldı. Koçyiğit, "Aslında tam da barışı, silahsızlanmayı, çatışmasızlığı konuştuğumuz bu günlerde iktidarın yeniden Genel Kurul gündemine bir savaş tezkeresi getirmiş olmasının özel olarak dikkatlerinizi çekmek istiyoruz" dedi.
Koçyiğit, tezkerenin Türkiye’nin hem Suriye’de hem de Irak’ta asker bulundurmasının süresini uzatmayı ve yeni asker görevlendirmeyi hedeflediğini belirterek, “Bunu kabul etmek mümkün değil. Çünkü bu tezkereler en nihayetinde başka ülkelerin iç işlerine müdahale anlamına geliyor. Hem meşru değil hem de hukuki değil” ifadelerini kullandı.
SURİYE HALKLARININ GEREKSİNİMLERİ DİKKATE ALINMALI
Koçyiğit, tezkerenin yürütülen süreçle uyumsuz olduğunu ve sürecin ruhunu yansıtmadığını belirtti. “Tezkere Salı günü Genel Kurul’a gelecek. Ortada bambaşka bir hakikat, bambaşka bir süreç var” diyerek Suriye’deki halkların gereksinimlerinin esas alınması gerektiğini vurguladı.
SAVUNMA HARCAMALARINA DİKKAT ÇEKTİ
Kılıç Koçyiğit, 2026 bütçesi üzerinden savunma harcamalarına değinerek, “Savunma harcamalarının giderleri oranı yüzde 11.4. Bu ülkenin bütçesinin çok önemli bir kısmı savunma harcamalarına gidiyor. Çocuklar bir simit alamıyor, bir ayran alamıyor, temiz suya erişemiyor” dedi.
11. YARGI PAKETİ SIZDI: “DURUM VAHİM”
Tartışmalı 11. Yargı Paketi’nin sızmasına ilişkin Koçyiğit, “‘Henüz resmi olarak bize gelmedi’ diyor AKP hükümetinin yetkilileri. Ama sızan hali gerçekse durum vahim. Bu AKP taktiğidir; önce sızdırırlar, bir kamuoyunu yoklarlar… Biz bu sızan taslağın resmileşmesini dahi kabul etmiyoruz” dedi.
Koçyiğit, taslakta yer alan hükümlerin ifade özgürlüğüne ve yurttaşların varoluşuna aykırı olduğunu belirterek, LGBT+ bireyler ve toplumsal cinsiyet kalıplarına uymayan herkesin cezalandırılma riskine dikkat çekti. “Eşit yurttaşlık meselesi ifade özgürlüğü ve insan onurunun temelini esas alır. Bu sızan teklife karşı muhalefet etmeye henüz resmileşmeden başlıyoruz, asla resmileşmesini de kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.