Baldur's Gate 3 Nasıl Bu Kadar Başarılı Oldu

Baldur’s Gate serisi, 90’lı yıllarda oldukça popüler olan GRPG türünün belki de en başarılı oyunlarından biriydi. 2000’li yıllar ile beraber türe olan ilgi de yavaşça azaldı ve büyük firmaların radarından çıktı. Nadiren bağımsız geliştiricilerin yaptığı oyunlar hariç türe pek bir yatırım yapılmadı. Türün en başarılı örneklerinden birini; yani Baldur’s Gate’i yaratan Bioware bile başka tür oyunlar yapmaya yöneldi.

Ancak yıllar sonra, Larian adlı bir stüdyo çıktı ve türü adeta mezarından yeniden diriltti. Çıkışından bu yana Steam’in en çok satanlarından düşmedi, aradan geçen 6 aydan sonra da bırakın listeden düşmeyi, hala birinci sırada. Bu son yılların en büyük başarısı desek yanılmış olmayız.

Bu başarının sırrı nedir?

Günümüzde büyük prodüksiyonlu oyunlar çoğunlukla dev şirketler tarafından piyasaya sürülüyor. Bu şirketlerin neredeyse tamamı yatırımcılarına para kazandırmakla yükümlü, oyunlar da bu yüzden yapılıyor. Ancak Baldur’s Gate 3’ün yapımcısı Larian stüdyo ve başındaki isim olan Swen Vincke, şirketin tamamına sahip ve herhangi bir yatırımcı desteği bulunmuyor. Haliyle üzerinde yüksek kar baskıları olmayan, hayalindeki oyunu gerçeğe dönüştürme konusunda kararlı Swen Vincke ve ekibi ortaya şaheser niteliğinde bir oyun çıkartıyor.

Ekipteki herkes bu oyun için tutkulu bir şekilde çalışmış. Oyunculardan yazılımcılara, sanat tasarımcılarından oyun dizaynırlarına kadar herkes bunu bir tutku projesi olarak görmüş. Oyunu sadece maaş çeki almak için değil, gerçekten hayallerindeki işi yapabilmek için varlarını yoklarını ortaya koyabilecekleri bir proje olarak görmüşler. Oyunu oynarken de anlayacağınız üzere, ortada tamamen tutku ve emek kokan bir iş var.

Bu başarı bize oyun dünyası ile ilgili neler anlatıyor?

Bu başarı aslında oyun dünyasına özel bir şey değil. Birçok sektörde, ama özellikle de işin içine ilham ve özveri girmesi gereken sanat temelli sektörlerde (Film, müzik, oyun vb.) kâr amacı taşıyan şirketler işin içine girdiğinde, yapılan iş tamamen monoton bir hal alıyor. Şirketler daha fazla para istedikleri için riskli işlerden ziyade birbirinin kopyası işlerle tüketicinin karşısına çıkıyor.

Son dönemde oyun dünyasındaki monotonluk ve remake dalgası, Hollywood’un yaşadığı “film” krizi bunların en güzel örneği. Böyle bir dönemde gelen Baldur’s Gate 3 gibi bir şaheser, herkese aslında istendiğinde ne kadar güzel oyunlar yapılabildiğini kanıtlıyor. Ayrıca biz oyuncuların gerçekten emek ve tutku kokan işlere nasıl güzel tepkiler verdiğimizi de kanıtlıyor. Bu kadar niş bir oyun türünün milyonlarca kopya satması, oyun yapımcılarına da büyük bir ders niteliğinde.

Özet olarak Baldur’s Gate 3’ün başarısı, muhtemelen oyun yapımcılarını daha bağımsız olmaya ve hayallerindeki oyunu yapmaya itecektir. Kâr amacı gütmeyen bu yapım stüdyoları, gerçekten uğraştıklarında emeklerinin karşılığını alabileceklerini görmüş oldular. İlerleyen yıllarda Baldur’s Gate 3 gibi nice tutku projesi görmek umuduyla…