Özel Erdoğan'a ABD ve Trump Çıkışını Tekrarladı! Kurultay Açılışında Açıklamalar

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen 22'nci Olağanüstü Kurultayı'nın açılışında konuşma yaptı.

CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılıyor. Bin 127 kayıtlı delegenin oy kullanabileceği olağanüstü kurultay, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kurultayın açılış konuşmasını yapan Özgür Özel, CHP'nin tutuklu belediye başkanlarına selam gönderdi. Özel, şunları kaydetti:

'Biz bildiğiniz gibiyiz. Biraz daha ustalaştık taşı kırmakta, dostu, düşmanı birbirinden ayırmakta. Hoş geldiniz yoldaşlarım, hoş geldiniz yol arkadaşlarım. 81 il, 973 ilçede ay yıldızlı al bayrağımızla, altı oklu bayrağımızı göndere çekenlere, ikisini yan yana sallayanlara, baba ocağının sabah erkenden kalkıp kapısını açanlara, çayını demleyenlere, bacası tütsün diye odun çekenlere, saldırıya uğrasa bile bir buğday tanesi gibi sabırla direnenlere, ülkesine, milletine, partisine sahip çıkanlara, Cumhuriyet Hlk Partisi'nin onurlu muhafızlarına, cesur neferlerine merhaba, hoş geldiniz.

'Bir büyük adaletsizliğin karşısındayız'

Bugün, zaman ayarlı davalarla, iktidar yürüyüşümüze set çekmek isteyen darbecilere karşı Cumhuriyet Halk Partisi'nin ne demek olduğunu bir kez daha dosta ve dost olmayana göstermek için buradayız. Öncelikle bu kurultayın iki kez ortaya koyduğu tertemiz iradeye leke sürmek isteyenlere karşı bir tehdidi bertaraf etmek için noterlere koşup imza veren delegelerimize ömür boyunca sürdüreceğim bir minneti ifade etmek isterim. 5 ay sonra yeniden bir aradayız. Bir büyük adaletsizliğin karşısındayız, bir demokrasi utancının ortasında kalsak da, mücadelemizi dik tutmak için, bir kez daha kenetlenmek için buradayız.

Bugün aramızda olmayan, olamayan, hukuksuzca hapiste, zindanlarda tutulan Esenurt Belediye Başaknımız Ahmet Özer'e, Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'a, Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'e, Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan'a, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık'a, Büyükçekmece Belediye Başkanımzı Hasan Akgün'e, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe'ye, Avcılar Belediye Başkanımız Utku Caner Çaykara'ya, Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Aydar'a, Seyhan Belediye Başkanımız Oya Tekin'e, Şile Belediye Başkanımız Özgür Kabadayı'ya, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney'e, Bayrampaşa Belediye Başkanımız Hasan Mutlu'ya, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek'e, Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeyan Karalar'a ve 15,5 milyon insanımızın sandık başlarına koşarak, onu bir partinin değil, milletin adayı olarak cumhurbaşkanı adayı gösteren Ekrem İmamoğlu'na selam olsun.

'Hepimizin bir kez daha başı sağ olsun'

Türkiye ittifakını kuranlara, inananlara, sahip çıkanlara, aslan sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, milliyetçi demokratlara, Kürt demokratlara, liberal demokratlara, sosyalist demokratlara, Türkiye'nin gelecek umduu demokrasiye inanan tüm demokratlara selam olsun. Gurbette olan ama yüreği burada olan soydaşlarımıza, Amerika-İsrail zulmü altında ezilen Filistinli mazlumlara selam olsun. Nisan ayındaki kurulayda şurada oturup, dilim sürçerse yüreği sızlayan, ağzımdan çıkan her sözde ilk alkışa başlayan, üç ay önce hep beraber ellerimizle toprağa verdiğimiz 6 Nisan kurultayında burada olan Ferdi kardeşime, 60 gün önce toprağa verdiğimiz, nezaketi, örgüt kültürünü, örgüt displinini, demokrasiye inancını, parti tarihini ve geleceğe umutla bakmayı hepimize öğreten Altan Öymen'e Allah'tan rahmet diliyorum. Hepimizin bir kez daha başı sağ olsun.

'İlk kadrolarımız, milletten aldığı güçle bağımsızlığımızı kazanmış, cumhuriyetimizi ilan etmiştir'

Gölgesi altında oturduğumuz asırlık çınarımız Cumhuriyet Halk Partisi'nin ne olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Mondoros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından işgale karşı kendi bölgelerinde mücaele eden cemiyet ve derneklerin, Anadolu ve Rumeli Mudafa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında birleşmesiyle kurulmuştur. İlk kurultayı 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi'dir. İlk delegeleri, Sivas Kongresi'nin 41 delegesidir. O delegeler, mandayı ve himayeyi reddeden, kurtuluşu, örgütlenmeyi üstlenen delegelerdir. İlk kadrolarımız, milletten aldığı güçle bağımsızlığımızı kazanmış, cumhuriyetimizi ilan etmiş, yokluk içinde bir memlekette kısa sürede büyük bir kalkınmayı gerçekleştirmişlerdir. Ülkemizde değişim, bölgemize ve mazlum milletlerin tamamına ilham olmuştur. Devam eden süreçte kadrolarımız, ülkemizi İkinci Dünya Savaşı'nın ateşinden uzakta ve güvende tutumayı başarmıştır. Partimiz her dönemde değişimlerin ve devrimlerin partisi olmuştur. Ülkemizi çok partili hayata geçiren, partimizin kadrolarıdır. Bu parti kendisine ebedi Cumhurbaşkanlığı teklif edildiğinde 'bu teklifte bulunanlar çok oldu. Ama benim gayem ebedi Cumhurbaşkanlığı değil, millet hakimiyetinin ebedileşmesidir' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisidir.

Bu parti, Atatürk'ün bu sözünün gereğini yaparak, 1950'de milletin isteği üzerine iktidarı Demokrat Parti'ye devrettiğinde 'bu yenilgi, benim şüphesiz en büyük yenilgimdir. Ama Türkiye demokrasisinin en büyük zaferidir' diyebilen İsmet İnönü'nün partisidir. Bu parti, dünyanın koşullarına göre değişen, yenilenen, 1972'de sosyal demokrasiyi iktidara taşıyan kadroları 'ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen' diyen Bülent Ecevit'in partisidir.

'Partimiz, darbelerin hedefi oldu ama hiçbir zaman yanında durmadı'

Partimiz, bugüne kadar demokrasi yolunda çok bedeller ödedi. Kapatıldı, mallarına el konuldu, genel başkanlarımız tutuklandı, hapse atıldı. Ancak ne olursa olsun, hiçbir zaman demokrasiden sapmadı. Milletin iradesi üzerinde bir iradeyi kabul etmedi, böyle bir güce inanmadı, sığınmadı. Darbelerin hedefi oldu ama hiçbir zaman yanında durmadı. Yıllarca ağır saldırılara uğramış bir parti olarak, demokrasiden başka bir yola inanmadık, bundan sonra da böyle bir yola tenezzül etmeyiz. Yeri geldi 47 yıl iktidar yüzü görmedik. Ama asla millete küsmedik. Demokrasilerde aslolan, milletin kararına saygı duymaktır. Değişerek, yenilenerek milletin gönlüne girmeye çalıştık.

AK Parti'yi 23 yıl iktidar yapan millet, 31 Mart'ta bir başka karar verdi. Partimiz 47 yıl sonra birinci parti oldu. AK Parti ilk kez yenildi. Ve o gün, bize inanan vatandaşlarımız için hizmete koyulduk. Seçim akşamı taşkın gösteriler yapmamaya, diğer taraftaki kaybetmiş adayı, ailesini, çocuklarını düşünmeye, kimseyi o gece kaybetmiş hissettirmemeye örgütümüzü davet ettik. Seçimin galibi bizdik, 'kaybedeni yoktur' dedik. 'Bu bir zafer değil, geleceğe doğru bize verilmiş görevdir' dedik. 'Belediye Başkanlarımızın cebindeki anahtar, belediyenin kapısının, kasasının, şehrin altın anahtarı değil, CHP'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatük'ün partisinin 100 yıl sonraki iktidarının anahtarıdır, kıymetini bilin, öyle çalışın' dedik. Ve bu demokrasi sınavından sonra görevi alan belediye başkanlarımız ertesi sabahtan itibaren büyük bir gayretle, büyük bir kudretle, büyük bir inançla, kimseyi itmeden, kakmadan, kimseyi örtekileştirmeden, kimseyi dışarda bırakmadan, kimseye kaybettirilmiş hissi yaratmadan yola koyuldular, arı gibi çalıştılar. Kreşler, öğrenci yurtları, kent lokantaları, emekli evleri açtılar. Yoksul ailelere destek oldular. Hizmet ettiler. Ve seçimlerden 6-7-8 ay sonra yaptırdığımız araştırmalarda belediye başkanlarımızın yüzde 38 oyla iktidara gelmiş olan, birinci parti olan partimizin oyları yüzde 50'lerin üzerine, belediye başkanlarımıza Türkiye'deki ortalama memnuniyet yüzde 58'in üzerine çıktı.

'Demokrasi sınavı, kazanıldığında değil, kaybedldiğinde verilen bir sınavdır'

Demokrasi sınavı, kazanıldığında değil, kaybedldiğinde verilen bir sınavdır. Bir partinin, bir yapının, bir kişinin ne kadar demokrat olduğuna galip geldiğinde değil, mağlup olduğunda nasıl davrandığına bakarak karar verilir. İktidar partisi, ilk kez kaybettiği seçimden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini, aslında demokrat değil, demokrasiye inanmış değil, sadece demokrasiyi kullananlardan oluştuğunu tüm millete gösterdi. Bizim 47 yıl boyunca demokrasiye duyduğumuz saygıyı, Cumhurbaşkanlığı seçimine 47 ay varken gösterebilmek yerine, 47 gün bile sabredemediler. Belediyeleriyle, bizimle hizmette yarışmadılar, yarışamadılar. Partilerinde siyaset üretip bizimle rekabet edemediler. Sayın Erdoğan kendisine güvenemedi, partisine güvenemedi, ana kademesine, gençlik kollarına, kadın kollarına güvenemedi, onların seçim kazanabileceğine, umudu örgütleyeceklerine inanamadı. Peki ne yaptı? Demokrasiden saptı, hiçbir partide olmayan yeni bir kolu, AK Parti Yargı Kolları'nı kurdu.'

Bakmadan Geçme