Özgür Özel'den 'KİPTAŞ'tan 100 ev verildi' iddialarına yanıt!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Halk TV'de gazeteci İsmail Küçükkaya'nın sunduğu 'Yeni Bir Sabah' isimli programda Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV'de gazeteci İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Yeni Bir Sabah" isimli programda Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayıp, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in kızı Nehir Zeyrek’i Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın oturumlarında yalnız bırakmamamasının sorulması üzerine Özel, şu yanıtı verdi:
"Nehir, evladımız. Hem Ferdi'nin emaneti, her genç gibi hepimizin evladı. Nehir, babası gibi mimar olmak istiyor. Geçen sene fena bir puan almıyor, birçok üniversiteye girebiliyor ama en iyisi olsun diye babasının teşvikiyle bir yıl daha hazırlandı. Sınava 10 gün kala bu büyük felaketi yaşadık. Ferdi'nin kaybının büyüklüğü apayrı ama bir sene zaten hazırlanmış, bu seneyi de kaybederse motive olabilir mi? Zordu gerçekten. 'Şimdi beni sınava kim götürecek?' deyince hepimize dokundu. 'Ben götüreceğim tabii, kim götürecek?' demiştim. Hafta sonu, cumartesi pazar birlikte sınava gittik. Sınavı iyi geçti, herkes merak ediyor. O çok donuk ve bitkin bir haldeydi, korkuyordum. Sabah kalktım, bir sınav heyecanı var, o çok umutlandırdı beni. Annesiyle birlikte, babasının arkadaşlarıyla birlikte gittik geldik sınava. İyi bir puan gelecek, iyi bir üniversite olacak. Benim bir tane kızım var, Ferdi'nin üç kızı var. Onun için Türkiye'nin dört bir yanından 'Eğitim masraflarını biz üstlenelim, okutalım' dediler. Biz aileye bütün seçenekleri söyledik, hep beraber sahip çıkacağız. Nehir bize emanet. Biz aileye sahip çıkarız ama her konuda, duyguların çok yüksek olduğu andaki meseleyi unutmamak ve takip etmek gerekiyor"
"Biz poz vererek değil, olduğumuz gibi siyaset yapıyoruz"
Özel, Zeyrek'in defni esnasında çekilen fotoğrafına ilişkin olarak, "Bu kare hayatımızdan bir kare. Ferdi çok farklı birisi. Ama bunu genel olarak, bu duyguyu ne yaratıyor derseniz, bu duyguyu sahicilikten başka hiçbir şey yaratmıyor. Kaydı olduğu gibi birisiydi. Şu kare var ya, bakarken de içim zorlanıyor. Ferdi'nin erkek kardeşi yok, eşi de 4 kız kardeş. Ailede tek erkek Ferdi ve şimdi Ferdi'nin yapması gereken işi biri yapacak. Bize düşüyorsa biz yaparız. O an ben baktım, bir belediye görevlisi girmeye niyetleniyor, aileden bir çocuk girmiş, ne yapacağını bilemiyor. Öyle olunca ben atladım ve bu görevi ben yaptım. Bu, bizim Manisa’daki normal hayatımızda eczacı Özgür Özel, bir arkadaşı vefat ettiğinde cenazeye gittiğinde bunlar yaşanıyor zaten. Mesele siyaseti çok böyle boyalı, rolü, tiratlı olduğu gibi değil de olman gerektiğin gibi, senden beklendiğin gibi... Ben olduğum gibi siyaset yaptığım için zaman zaman acayip eleştirildim. Poz vererek siyaset yapmak kolay. Biz poz vererek değil, olduğumuz gibi siyaset yapıyoruz. Bütün samimiyetimizle, hatamızla, kusurumuzla ama olduğumuz gibi siyaset yapıyoruz" ifadesini kullandı.
Özel, şunları kaydetti:
"Biz o köşeyi yazanlara yaranmaya çalışarak çok seçim kaybettik"
"Mesela Milliyet gazetesinden, canı sağ olsun, bir hanımefendi köşe yazarı yazmış. Bu iyi ama ben demişim ki, konuşmamda: 'Şimdi ne yapacağım ben bilmiyorum, Manisa'yı kime emanet edeceğim, Ferdi gitti, yükümüz ağır' Bunları söyleyen birine memleket emanet edilir mi, demiş. Ne yapacağımı biliyorum, Ferdi'nin yerini dolduracağız, hiç merak etmesin, gözü arkada kalmasın. Bu konuşmayı yapacak birine bu ülkeyi emanet edeceklerse alsınlar, o yönetsin, o kadar söylüyorum. İşte o köşeyi yazan, meseleyi anlamayan birisi. Biz o köşeyi yazanlara yaranmaya çalışarak çok seçim kaybettik. Biz bundan sonra kazanmadan, kaybetmeden başka bir şey, olduğumuz gibi siyaset yapıyoruz. O kısmını ıskaladığımızda, hiçbir şey olmaz. -miş gibi olmak için değil, olduğumuz gibi görünüyoruz"
Özel: Murat Ongun ve avukat Mehmet Pehlivan'ı ziyaret ettim
Programda İBB'ye yönelik operasyonlar sonrasında tutuklanan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve diğer İBB yöneticilerinin de konuşulması üzerine Özel, dün Çorlu Cezaevi'nde Murat Ongun'u ve avukat Mehmet Pehlivan'ı ziyaret ettiğini, Tekirdağ Cezaevi'nde ise üç İBB çalışanını daha ziyaret ettiğini anlattı. Özel, şöyle konuştu:
"Murat Ongun gayet iyi. Kendine inancı yüksek. Morali yüksek. Biraz duygusal. 'Bu kadar da haksızlık olur mu?' diyor ama bir yandan da sinirli. 'Elbette teslim olmayacağız' diyor. Tepki gösteriyor olanlara 'Bunu nasıl yaparlar, bunun hesabının sorulması lazım' diyor. Ama diğer taraftan herkesin çocuğu çoluğu, eşi var. Konu ona geldiğinde ise insani olarak çok anladığım ve üzüldüğüm bir şekilde duygusallaşıyor. Büyük bir kumpasın içerisindeyiz. Son iftiralarda bulunan itirafçı dedikleri Soytekin'in ifadelerini gördük. İlk başta atılan yalanları desteklemek için bir şey yapalım derken, adam tutmuş duyuyor ya 'KİPTAŞ'tan CHP kurultayında 100 tane ev verdiler' diyor. O ilk baştaki yalanı, adam bir şey itiraf edecek ya 'duydum' diyor. Onu bile yazmışlar. 'Kongrede evleri dağıttılar, kongreyi aldılar' diyorlar ya bizim taraftaki en güçlü il başkanı kim? İstanbul İl Başkanı. Adam kirada oturuyor. Bir tanesini ispatlasınlar. Biz milletten selam verip oy istiyoruz, ne ev vermesi. Gazetecilik yapacaklarsa, o yüz daireyi teker teker ilan edecek iki muhabir iki günde dolaşır."
"Ben cezaevine her gittiğimde ülkeyi yönetmeye hazırlanan bir cumhurbaşkanı adayı görüyorum"
Özel, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun durumunun sorulması üzerine ise şu ifadeleri kullandı:
"Ekrem İmamoğlu'nun durumu hepimizden iyi çünkü şöyle bir durum var: Ekrem Bey hem kendi masumiyetini biliyor, arkadaşlarının masumiyetini biliyor ve Ekrem Bey niçin içeride olduğunu biliyor. Ekrem Bey, bir sonraki seçimde cumhurbaşkanı olmasın diye içeridedir. Çünkü bu, öyle herhangi bir mesele olmaktan çıkmış; Ekrem Bey artık bir siyaset insanı değil, verilmiş bir görevi omzunda taşımak zorunda olan, o yükü taşımak zorunda olan ve bu ülke için bu yükü taşımak zorunda olan, seçilmiş, görevlendirilmiş birisi. Ben cezaevine her gittiğimde, okumasıyla, yazmasıyla, çizmesiyle, hazırlıklarıyla, inancıyla, motivasyonuyla ülkeyi yönetmeye hazırlanan bir cumhurbaşkanı adayı görüyorum. Milletimiz takdir ederse, bir sonraki cumhurbaşkanını, hükümetin başını görüyorum. Öyle bir kararlılıkla, zaman kaybetmiyor, elinde evrakları, notları bir yandan savunmasını en doğru yerden yapmaya çalışıyor, hazırlıyor. Bir taraftan ülkenin geleceğini hazırlıyor, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi kuruldu. Tabii dışarıda olsa başında kendisi olacak. Şu anda onun yerine 3 kişilik bir koordinasyon ekibi çalışıyor. Koordinasyonla partiyi, meclis grubunu ve tüm danışmanları koydu. Neden? Bir şekilde Türkiye'yi nasıl yöneteceğiz, onu hazırlayıp gösterdiğimiz ilkini Ankara'da büyük bir programla açacağız, sonra da 81 ile 973 ilçeye yayılacağımız bir büyük seçim kampanyasını hazırlıyoruz. Bunun Ekrem Bey tarafının adı Cumhurbaşkanı Aday Ofisi. Onun için gece gündüz çalışıyor. Bir buçuk saat sohbet ediyorsak, 1 saat 25 dakikasında nasıl yapacağımızı, nasıl yöneteciğimizi, hazırlıkları konuşuyoruz."
"Kasa, para arıyorlar. Arasınlar ne kasa ne para bulacaklar"
Özel, İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'nun evinde arama yapılmasına ilişkin ise "Öyle bir hale geldiler ki, kendilerini ihbar ediyorlar. Şimdi çok eminim, varsa bir tane gözünü karartan Cumhuriyet savcısı, denemesi bedava. Bugün AK Parti'deki arkadaşların ya da operasyonu yapan İstanbul'daki muktedir arkadaşların evlerinin yakınında bir kuyu oraya bakın. Varsa, orada para bulacaksınız. Babalarının yazlıklarının dibini kazın, para bulacaksınız. Kendi yazlık evlerinin bahçesine bakıp para bulacaksınız. Demek ki paraları kendileri oralara koyuyorlarmış ki, bunlar da paraları buraya koymuşlardır diye arama yapıyorlar. Kasa, para arıyorlar. Arasınlar ne kasa ne para bulacaklar. Biz yolsuzluğun olmadığını bildiğimiz için paranın olmadığını, para olmadığı için arkadaşlarımızın masumiyetini biliyoruz. Yarın bütün Türkiye'nin gözünün içine bakarak grup toplantısı yapacağım. Tayyip Bey ne yapıyor, insan içine çıksın bakalım. Klimalı salonlardan çıksın bakalım, turpun büyüğünü göstersin bir bakalım. İftiradan ve 'duydum, öyleymiş, böyleymiş' diyen yalancı şahitlerden başka ne var elinizden?" ifadesini kullandı.
"Kendi seçmenlerine dahi inandıramadılar"
Özel, İBB operasyonları sonrasında yeni bir anket çalışmasının olup olmadığına ilişkin soruya ise "Yüzde 25 Tayyip Bey’e inanıyor, yüzde 55 bize inanıyor, bunun arasında bir yüzde 20 'kararsızım, bakacağım' diyor. Bu kararsız yüzde 30-35'lerden yüzde 20'lere indi. yüzde 20-25 arası çeşitli anketlerde Tayyip Bey’e inanan var. Bu zaten AK Parti'nin çekirdek seçmeninin ve MHP'nin çekirdek seçmeninin bile ikna olmadığını gösteriyor. Şu anda AK Parti artı MHP'nin yüzde 25 olduğu anket yok, daha yukarıdalar ama bu meseleye kendi seçmenlerini dahi inandıramadılar. İnsanlar çok hızlı inanır, inanılacak şey var, inanılmayacak şey var. Türkiye'deki anket firmalarının ortalamasına bakıyoruz, bunların içerisinde en kötüsünde 3 puan, en iyisinde 9 puan, ortalama 6.7 puan AK Parti'den öndeyiz. Bütün anketlerde öndeyiz" yanıtını verdi.
"Mitingler, arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar devam edecek"
Özel, "Şu ana kadar temalı 28 miting yaptık. Bütün yaz boyunca iddianame çıkana, arkadaşlarımız serbest kalana kadar miting programını ertelemeyi, durdurmayı, yavaşlatmayı düşünmüyoruz" dedi. Özel, "Bunun yazı kışı yok. CHP tam kadro sahada çalışmaya devam edecek" dedi.
"TRT'den canlı yayın olduğunda CHP ile AKP arasındaki fark 20 puana çıkacak"
İBB soruşturmasında iddianamenin bir an önce yazılması çağrısını tekrarlayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İddianameyi bir an önce yazsınlar, yargılama başlasın çünkü silahların eşitliğine ihtiyaç var, şu anda yok. Niye yok? Soruşturma gizli diyor, işine gelen ifade tutanağını kendince piyasaya sürüyor, veriyor Sabah gazetesine, oraya buraya. İşine gelmeyen gizli diyor. Avukatlar o ifadeleri alıp hazırlık yapmak istediğinde, avukatı alıp içeriye koyuyor. İddianamenin yazılması ve kabulü ile birlikte bu iş bitecek, silahların eşitliği ortaya çıkacak. Savcı ile avukatın eşit güçte olduğu, delilleri birlikte tartıştıkları ortam gerçekleşecek. O zaman göreceğiz, işte o zaman çıkar bakalım, '100 daireyi' diyebileceksin. Biz bir an önce yargılama istiyoruz ve samimiyetle söylüyoruz: Meclis kapanmadan yasal düzenleme gerekiyorsa bir madde yazılacak. Tarafların kabulü halinde yargılamalar televizyondan canlı yayınlanabilir. Taraflardan biri istemiyorsa veya televizyon vermeye değer görmüyorsa, yapmazsın. Biz TRT'den canlı yayın istiyoruz. İsteyen televizyon verir, isteyen vermez. İmamoğlu davasının canlı yayınlanmasını, sorulan bütün soruların açıklıkla sorulmasını, bütün cevapların da millet tarafından duyulmasını istiyoruz. Bu olduğunda, CHP ile AKP arasındaki fark 20 puana çıkacak. Şu anda bu işe inanan yüzde 25'te, kandırıldığını anlayacak, 'Bu kadar yalan olur mu?' diyecek."
"Altaylı gazetecilik yaptığı için tutuklandı"
Özel, Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu hakkında çıkarılan yakalama kararına ilişkin olarak, "Bu, halkın gerçekleri öğrenme hakkında yapılmış bir saldırıdır. Cafer Mahiroğlu'nu yakalamak, Halk TV'nin üzerine gitmek demek, bugün sadece Akın Gürlek'in iddiaları konuşulsun, İmamoğlu'nun yanıtları duyulmasın demek" dedi. Özel, gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına ilişkin de "Altaylı gazetecilik yaptığı için tutuklandı. Altaylı'nın bir açığını arıyorlardı. Kendisine de söyledim" ifadelerini kullandı.
"Sistem Adalet Bakanı'nı etkisiz pozisyona itti"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a da çağrıda bulunan Özel, "Adalet Bakanı'na soruyorum: Ben kötü niyetli olmadığını, ama bu yaşananlarda maalesef sistemin onu seyirci ve etkisiz pozisyona ittiğini biliyorum. Yargı bağımsızsa, Fatih Altaylı o cümleleri kurduktan sonra hiçbir şey yokken saraydan birisi çıkıp 'Suyun ısınıyor' yazdıktan sonra, öğleden sonra resen soruşturma, öbür gün gözaltı, akşam tutuklama. Nasıl inanacağız biz yargı bağımsızlığına, Sayın Adalet Bakanı? Nasıl inanacağız? Fatih Altaylı'nın söylediği sözleri, ifade özgürlüğünün neresine koyacağız? Altaylı bu lafları edemeyecekse kim edecek? Hiç üstünüze alınmayın ama o tutuklama, aslında size gözdağı. O tutuklama, her bir gazeteciye gözdağı. YouTube'da konuşan herkese, köşe yazan herkese, canlı yayında konuşan herkese" diye konuştu.
Özel, cezaevlerindeki kötü koşullara ilişkin de "Her türlü hak ihlali var cezaevilerinde. Bu konuda bir arpa boyu ilerleme yok. Bu bizim arkadaşlarımız içeriye düştü diye değil her fırsatta dile getirdiğimiz, üzerine kitaplar yazdığımız mesele. Çağa uygun olmayan, ıslah etmek yerine cezalandırmayı, hele hele tutukluluğu çok istisnai tedbir olmak yerine genel kural haline getirmiş ve bir öç alma... Anlatılandan bile kötü" değerlendirmesini yaptı.
"Bu Pazar seçim olsa 180 bin kişiyi bulmuş durumdayız"
Özel, erken seçim tartışmalarına dair ise Kasım ayında yapılacak bir erken seçimi desteklediklerini ifade ederek, "Bir an önce adayımızı yanımızda, sandığı önümüzde istiyoruz. En geç, önümüzdeki Nisan'da yapılacak bir seçim için tarih verilirse, erken seçim kararını destekleriz. Biz Kasım ayında istiyoruz, ama Kasım ayına kadar bize gelecek sene Nisan'ı geçmemek üzere bir tarih verip seçim kararını şimdiden Meclis'te alırsak, erken seçim kararına destek veririz. Onun dışında, Erdoğan'ın aday olabilmesi için seçimleri 6 ay, 1 yıl kala, seçimleri birazcık öne alalım, Erdoğan'ı aday yapalım yaklaşımının karşısındayız. Biz önümüzdeki Pazar seçim olsa, sandığa yollayacak 180 bin kişiyi bulmuş durumdayız. Toplam 191 bin kişi olacak" ifadelerini kullandı.
KİPTAŞ'TAN EV VERİLDİ İDDİALARINA CEVAP
Gündemdeki pek çok konuya dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Özel, CHP kurultayında KİPTAŞ’tan 100 ev verildiği yönündeki iddiaya çok sert çıktı.
İddiayı “ağır bir iftira” olarak nitelendiren Özel, “Bir tane ispatlasınlar, haysiyetsizim. Ama ispatlamayan da haysiyetsizdir. Biz milletten oy isterken sadece selam veririz, kendimizi anlatırız” dedi. Bu tür iftiraların, partiyi karalamaya yönelik organize bir kampanyanın parçası olduğunu ifade etti.
“KİRALIK EVDE OTURAN İL BAŞKANI VAR, NE 100 EVİ?”
Özgür Özel konuşmasında, İstanbul İl Başkanı'nın bile kirada oturduğunu hatırlatarak “Kongrede 100 ev dağıttık diyenler, en güçlü il başkanımızın hâlâ kirada olduğunu görmüyor mu?” sözleriyle söz konusu iddiaları yalanladı.
Kendisine yönelik sosyal medyada yapılan eleştirilere de yanıt veren Özgür Özel, Ardahan ziyaretinden örnek verdi.
“-20 derecede 3 ilçede miting yapmışım, kimse bunu konuşmuyor. Kadın kooperatifine uğramışım, kadınlar hatıra olsun diye fotoğraf çektirmiş. ‘Özgür Özel gravyer yedi’ diye haber yaptılar” diyen Özel algı operasyonu yapıldığını kaydetti.
Soma faciası sonrası mahkeme sürecine dair de konuşan Özel, toplumun ilk anda yoğun destek gösterdiğini ancak zamanla bu ilginin azaldığını söyledi. Özel “Biz 87 duruşmanın tamamına gittik. İlk gün binlerce kişi vardı, son gün salonda 150 kişi vardı” dedi. “İyilerin, kötüler kadar cesur ve inatçı olması lazım” diyerek mücadele çağrısı yaptı.
Tutuklu İBB çalışanlarını ve Ekrem İmamoğlu’nun durumunu da değerlendiren Özel, “Ekrem Bey niye içeride tutuluyor belli: Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye. Artık sıradan bir siyaset insanı değil, bu ülkeye görevli bir lider. Omzunda büyük bir yük var” ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme





