• Haberler
  • Siyaset
  • Özgür Özel'den Altın Hesabı ve Mazot Çıkışı! Agari Ücrete Zam Çağrısında Bulundu

Özgür Özel'den Altın Hesabı ve Mazot Çıkışı! Agari Ücrete Zam Çağrısında Bulundu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Kolay bir grup konuşması değil. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız kardeşim Ferdi Zeyrek'i kaybettik. Feci bir kaza. Ardından 3 gün dualarla geçen bir mucize bekleyen 3 gün. Ardından da acı bir kayıp, Türkiye siyasi tarihine geçen, Manisa tarihine geçen bir cenaze ve ardından on binlerin, günlerce süren taziyeleriyle ve ardından hayata dönmenin, siyasete dönmenin zaruretiyle Bayburt, Ekrem başkanımızın duruşması ve bugün karşınızdayım.

Karşımda bundan birkaç ay önce belediye meclis üyeleriyle birlikte ilçe başkanlarıyla birlikte buraya geldiklerinde Manisa'daki ortak siyasi geçmişimizi anlatırken Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzde 6'yı da alıp sonra hep beraber herkesin emeğiyle yüzde 60'lara çıktığı Manisa hikayesini anlatırken kardeşim Ferdi oturduğu yerden ayağa kalkmış...

Sonra onunla birlikte Manisa'dan gelen herkes ayağa kalkmış. Ve bu söz bu sözleri alkışlamıştı. Sonra da bana her seferinde "Abi ne güzel anlattın. Şunu bir daha anlat." derdi. Maalesef son kez Manisa'daki cenaze töreni sırasında tabutu başında anlattım. O hikaye Atatürk'ün partisinde siyaset yapanların umudunun hikayesidir.

“SANA SÖZ VERİYORUM”

Dürüst siyaset, birbirini sevenlerin siyaseti başarılı olacak. Yüzyıl sonra Ferdi kardeşim, bir kez daha hep birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini iktidar yapacağız. Sana söz veriyorum.

SÜLEYMAN DEMİREL'İ ANDI

Bugün siyasi tarihimize damga vuran bir ismin vefat yıldönümü Süleyman Demirel'in. Altı kere gelip yedi kere gitmiş ama hep sandıktan çıkmış. Kazanınca da, kaybedince de saygıya, sandığa saygı duymuş. Darbeler görmüş ama darbeye yeltenmemiş bir ismin vefat yıldönümüdür. 10. yıldönümünde cezaevlerinde geçen hayatıyla ama bir yandan Cumhuriyet Halk Partisi ile çok sert rekabetiyle ama demokrasi fikrinden sapmadan rakibine karşı asla ve asla devletin imkanlarını yargıyı ve diğer imkanları kullanarak darbe girişimine yeltenmemiş. Darbelerin mağduru olmuş ama bir dönem mağdurken daha sonra darbelerin amiri, dönemin zalimi olmuş birisi olmamayı başarmış. Merkez Sağı'nın önemli ismi Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i... Çok partili, çok renkli, çok sesli ve özgür bir Türkiye hedefine sağdan yürüyen Süleyman Demirel'i Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kez daha rahmetle anıyoruz.

"MADDE GEÇERSE ZEYTİNLİKLER MADENE AÇIKACAK"

Kurban Bayramı'nı geride bıraktık. Bayram tatili dolayısıyla bir süredir çalışmayan, geçen hafta sadece seçimlerini tamamlayıp yasa çalışması yapmayan meclisimiz bugün tekrar mesaiye başlayacak. Bu vesileyle hem Cumhuriyet Halk Partisi grubunun belirlediği ve mecliste seçilen Başkanlık Divanı üyelerimizi, hem diğer partilerden seçilen Başkanlık Divanı üyelerini hem de bundan sonraki süreçte grubumuz adına görev yapacak olan grup yönetim kurulu üyelerini, önceki görevlerini yapan arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi, minnetlerimizi ileterek yeni görevlerinde başarılar diliyorum.

Maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi bir inadı sürdürüyor, bir tekrarı sürdürüyor. Benim mecliste geçirdiğim 14 yıl ve AK Parti'nin mecliste geçirdiği bugüne kadarki 23 yıl defalarca onların zeytinliklere saldırdığı yasa tekliflerini gece yarısı önergelerini efendim ilgili komisyonlardaki çabalarla eklenmeye çalışılan maddeleri geri püskürtmekle geçti.

Çevreciler yorulmadı, biz yorulmadık ama anlaşılıyor ki zeytinin ve doğanın düşmanları da yorulmamış. En son 2022'de büyük tartışmalarla ve AK Parti içinde de bir yarılma yarattıktan sonra geri çekilen zeytinliklerle ilgili düzenlemeyi bir kez daha getirmeye çalışıyorlar. Eğer madde geçerse zeytin alanları madencilik faaliyetlerine açılacak.

Zaten başta Karadeniz kıyıları olmak üzere Türkiye'nin herhangi bir yerinde uçaktan baktığınızda, helikopterden baktığınızda nasıl bir vahşi madencilik. Ordu Giresun başta olmak üzere birçok şehirde alanın yüzde 70'inin, 80'inin maden aramasına açılmış olması Yeşil güzelim dağlarımızın her birisinin delik deşik olması her birimizin içini yaralıyor. Zeytin tüm kutsal kitaplarda bulunan Anadolu için fevkalade önemi bulunan besin değeri ayrı, barışa yapılan tarihsel atfı ayrı. Anadolu toprakları için en önemli, en kıymet verilen adeta kutsal bilinen ve insanların gözü gibi baktıkları hem ülke ekonomisine katkısıyla hem aile ekonomileriyle katkısıyla hem bulundukları alanların korunmasından dolayı doğanın daha fazla tahrip edilmesine engel olmasıyla son derece önemli bir ağaç.

“AK PARTİ'NİN SALDIRISINA KARŞI OMUZ OMUZA MÜCADELE ETMEYE DAVET EDİYORUM”

Şimdi bir kez daha zeytinliklerde maden aramak istiyorlar. Bu konuda grubumuz elbette en önemli direnci gösterecek. Yine sivil toplumla dayanışma halinde olacağız. Akbelen'deki direnişin ruhuyla tüm Türkiye'deki hangi görüşten olursa olsun doğayı sevenleri, ağacı sevenleri ve zeytini sevenleri AK Parti'nin bu saldırısına karşı bir kez daha omuz omuza mücadele etmeye davet ediyorum.

“TÜRKİYE'NİN YÜZDE 55'İ ASGARİ ÜCRETLİ, ALMANYA'DA YÜZDE 9”

2025 yılının ilk yarısına geldik. 2018 yılından bu yana süren 19 Mart darbesi sonrası ise milletin üzerine karabasan gibi çöken bir krizin içindeyiz. Hatırlayalım geçmişte bu ülkede krizler yaşandığı yıllarla anılır. Ama bu sefer o 2018 krizi bitmek bilmedi.

Çünkü bizim zamanında itiraz ettiğimiz önce çok destek verse de 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi revize edilmelidir diye Sayın Bahçeli'nin de 100 maddelik bir öneri paketini sistemin revizyonuna yönelik herhalde 16-18 madde ve toplamda 100 maddelik bir rejime yönelik revizyon paketini ittifak ortağıyla paylaştığı her geçen gün Erdoğan için değil Erdoğan için yapılmış bir anayasanın nasıl her birimize dar geldiğini, kendisine tanınmış yetkilerin nasıl milletin felaketi olduğunu, iç politikada, dış politikada ama bilhassa ekonomide nasıl bir çöküş yaşadığımızı hep birlikte görüyoruz.

Bayburt'a gittiğimde Bayburt'ta bir annem "Altın hesabı iyiydi. Niye bıraktın?" dedi. Aslında bırakmadık ama o kadar yakıcı gündemler ve o kadar farklı izah edilmesi gereken hususlar var. Belki birkaç hafta ara verdik. Annem "Altın hesabı iyidir. Şaşmaz, şaşmaz." dedi ve altın hesabını hatırlatmak istedi.

“AÇIKLAMAYIP, MASKELİYORLAR”

Ben hem altın hesabını hem de onunla birlikte bu ülkenin ekonomisine ilişkin çok çarpıcı bazı değişimleri sizlerle bir kez daha günün bugüne uyarlayarak ifade etmeye çalışacağım. Birincisi asgari ücret büyük bir sorun. Çünkü Türkiye'de asgari ücret olmuş temel ücret. Asgari ücret olmuş ortalama ücret.

Almanya'da Alman Sosyal Demokratları, bizim yoldaşlar büyük bir mücadele veriyorlar. Asgari ücretin genel ücretler içindeki payı çok yüksek diye. Yüzde 9 onlarda. Onlarda asgari ücret ilk yıl alınan kıdemle birlikte hızla uzaklaşılan bir ücret. Sadece ilk bir yıl anılıyor. yüzde 9'muş, dert ediyorlar. Türkiye'de yüzde 55, yüzde 60'a yakın. 2021'den beri bu veriyi çok yükseldiği için açıklamayıp maskeliyorlar.

“TÜİK HESABINA GÖRE VERİLİRSE EYVAH Kİ NE EYVAH”

Normalde birisine zam yapacaksanız nasıl yaparsınız? Maaşının üstüne enflasyonu koyarsınız ki son zamdan beri enflasyonun götürdüğünü telafi etmeniz lazım. Üstüne de bir refah payı koyarsınız. Yerinde mi sayacak? Ülke büyüyor diyorsun, ekonomi büyüyor diyorsun, büyüme var diyorsun. Ben büyüyeyim sen dur olmaz. Bir de refah payı. Refah payı vermiyorlar. Büyümeden pay vermiyorlar.

Sadece enflasyonu veriyorlardı ama o enflasyonun iki sorunu var. Biri TÜİK enflasyonu olması. "Tayyip Erdoğan'ı Üzmeyen İstatistik Kurumu'nun" enflasyonu. Normalde enflasyon yüzde 80, TÜİK onu yüzde 39 hesaplamayı başarıyor. Zaten burada bir yarı yarıya kayıp yaşanıyor. Bir de üstüne bu sene dediler ki hedef hedef enflasyon gerçekleşen enflasyonu değil hedeflenen enflasyonu vereceğiz. Bu sefer oradan da bir 15 puan daha insanların cebinden para çaldılar ve böylelikle en en en makul hesaba göre 35.000 lira olması gereken, en düşük hesaba göre 30.000 lira olması gereken asgari ücrete 22.000 verdiler. 22.000. Yani her asgari ücretlinin cebinden en az 8.000 lirayı çaldılar.

Üstüne de bu senenin enflasyonu yaşanıyor. AK Parti son seçildiğinde seçime niye gidiyorsun? Millete ülkeyi nasıl yöneteceğini söylüyorsun. O da sana oy veriyor. Son seçime gittiğinde seçimden önce şöyle söylüyordu Erdoğan: "Enflasyon tek haneyi geçtiyse yani yüzde 9'un üstündeyse, çift haneliyse yılda dört kez asgari ücreti güncellemek lazım.

“BUNUN KABUL EDİLEBİLECEK BİR TARAFI YOK”

Onu dediği sene ve bir önceki sene de iki kez güncellemişti. Temmuz zammı da vermişti. Yetmiyordu, azdı, enflasyon yakamı yanlıştı ama hiç olmazsa Temmuzda bir ara zam geliyordu. Onu yeterli görmedi beyefendi. Martta, Temmuzda, Ekimde, Aralıkta yapalım dedi. Alkışı aldı. Oyu aldı. İlk turu kazanamadı. İlk tur 2. tur arası en çok konuştuğu konu bir bu, bir de mülakatın kaldırılmasıydı.

Seçimi kazandı. Takip eden sene, geçen sene 1 lira bile asgari ücrete zam yapmadı. Şimdi 22.100' liralık asgari ücret TÜİK'in 5 aylık enflasyon hesabına göre bile şu anda 19.000'ya düştü. Alım gücü açısından. TÜİK'e göre. Bir ay daha var. 18.000 küsur liraya düşecek ve önümüzdeki 6 ay daha bu maaşla geçinin diyorlar. Bunun kabul edilebilecek bir tarafı yok.

Aynı şekilde emekliler 14.500 gibi bir sefalet maaşıyla geçiniyorlar. Emekli maaşlarına TÜİK hesabına göre bir şey yaparlarsa eyvah ki eyvah. 15,5 falan yapacaklar yıl sonuna kadar. Oysa ki oraya da mutlaka bir seyyanen zam yapılması gerekiyor. Biz bununla ilgili olarak hem sendikaları gezdik. Geçtiğimiz hafta zor bir haftaydı. Ara vermek durumunda kaldık ama hızla diğer konfederasyonları, esnaf birliklerini, tüketici birliklerini, emeklilerin yapılarını ulaşabildiğimiz tüm yapıları da gezerek fikirlerini alıyoruz ve Genel Başkan Yardımcılarımız, ilgili üç Genel Başkan Yardımcımız doğru bir paket üzerinde çalışıyorlar ve kamuoyunun karşısına asgari ücrete karşı mutlaka ve mutlaka hem geçinilebilir bir asgari ücret hem küçük esnafı çok koruyan kobiye ciddi destek veren ve sanayiciye de artışı sanayiciyle paylaşan bir destekleme modeli ile birlikte karşılarına çıkacağız.

“İNANMAYAN AK PARTİLİ ÇIKSIN BİZİ MAHCUP ETSİN”

Asgari ücret ne durumda? Bayburtlu teyzem altın hesabı şaşmaz deyince son halini getirdik. Asgari ücret 2002 yılında 7 tane çeyrek altın satın alıyordu. İnanmayan AK Partili çıksın. Hesaplasın bizi mahcup etsin. Ben Türkiye'nin her yerinde esnaf gezerken bir kuyumcu görünce alıyorum hesap makinesini önüme ya da esnafın önünde duruyor. Biz söylüyoruz. 2002'de bakıyoruz altın kaç para? En Asgari ücret kaç para? Zaten tık tık tık hesaplıyorlar. 7 çeyrek altın alıyor AK Parti geldiğinde asgari ücretli. Bu senenin başında 4 çeyrek altına düşmüştü. Büyük kayıp. Şu anda 3 çeyrek altına düştü asgari ücret. 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına düştü. Kayıp eldekinden fazla. 7'nin dördünü kaybetmiş asgari ücretli, 3'ü duruyor. Bu tablo asgari ücretlerinin. Emekli maaşı daha da berbat bir durumda. Emekli 2002 yılında 8 çeyrek altın alıyormuş en düşük emekli maaşım. Bu senenin ocağında 3 çeyrek altına düşmüş. Şu anda 2 çeyrek altın. 6 çeyrek altın kayıp. 8 çeyrek altın alabilen emekliden 4 biri iki çeyrek altına düşen emekli.

“EN ARKADAKİ BİR ABLAM DİZİNE VURDU”

En arkada bir ablam oturuyor. Elini kaldırdı. Hesabı yapınca elini böyle dizine vuruyor. Vah vah diye. Bu abla. Bu şu ablama alkışlayalım. Nereden geliyorsun sen? Muş'tan. Muş'tan.. Eyvallah.

Önümüzdeki haftalar içinde mutlaka ifade edeceğiz. Ama öncelikle şunu göstereyim. Asgari ücret ne durumda? Bayburtlu teyzem altın hesabı şaşmaz deyince son halini getirdik. Asgari ücret 2002 yılında 7 tane çeyrek altın satın alıyordu. İnanmayan AK Partili çıksın. Hesaplasın bizi mahcup etsin. Ben Türkiye'nin her yerinde esnaf gezerken bir kuyumcu görünce alıyorum hesap makinesini önüme ya da esnafın önünde duruyor. Biz söylüyoruz. 2002'de bakıyoruz altın kaç para. En asgari ücret kaç para? Zaten tık tık tık hesaplıyorlar. 7 çeyrek altın alıyor. AK Parti geldiğinde asgari ücretli. Bu senenin başında 4 çeyrek altına düşmüştü. Büyük kayıp. Şu anda 3 çeyrek altına düştü asgari ücret. 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına düştü. Kayıp eldekinden fazla. 7'nin dördünü kaybetmiş asgari ücretli. 3'ü duruyor.

Bu tablo asgari ücretlerinin. Emekli maaşı daha da berbat bir durumda. Emekli 2002 yılında 8 çeyrek altın alıyormuş en düşük emekli maaşı. Bu senenin ocağında 3 çeyrek altına düşmüş. Şu anda 2 çeyrek altın. 6 çeyrek altın kayıp. 8 çeyrek altın alabilen emekliden dörtte biri iki çeyrek altına düşen emekli. En arkada bir ablam oturuyor. Elini kaldırdı. Hesabı yapınca elini böyle dizine vuruyor. Vah vah diye bu abla. Bu şu ablama alkışlayalım. Nereden geliyorsun sen? Muş'tan. Nereden geliyorsunuz? Muş merkez. Eyvallah.

“BU MEMLEKETİ BU HALE GETİREN SENSİN”

Şimdi asgari ücretin 7 çeyrekten 4 3 çeyreğe düştüğü, emekli aylığının 8 çeyrekten 2 çeyreğe düştüğü durumda bakalım bu maaşla gidilen çarşıda pazarda durum ne? Elma geçen sene 25 lira şimdi 100 lira. Şeftali kilosu 50 lira şimdi olmuş 180 lira. Limon 30 liraymış olmuş 120 lira. Doğru mu? Doğru. Armut kilosu 40 liradan çıkmış 120 liraya. Erik 60 liradan 300 liraya çıkmış. Muz kilosu 50 liradan 120 liraya çıkmış. Kiraz 70 liradan 600 liraya çıkmış. Kimsenin alabildiği bir şey değil. Benim rahmetli amcam Almanya'daydı. Geldi herhalde 1980'ler babama dedi ki "Telat birader memleketin kıymetini bilin.

Almanya'da karpuzu dilimle satıyorlar." Ben o zaman çok şaşırmıştım, çok üzülmüştüm. Bu Almanya nasıl memleket? Karpuzu bile dilimlen satıyorlar diye. Dün bizim arkadaşlar gittiler bir markete. Dünkü alışveriş saati dakikası fiyatı belli. Markette olmaz yok. Bir elma alabilir miyim? Tabii 26 lira 20 kuruş. Bir limon ver 23 lira 51 kuruş. Bir şeftali 38 lira. Bir armut 31 lira 19 kuruş. Bir avuç kiraz 8 tane. 8 tek kiraz Allah rahmet eylesin. 8 tek kiraz 80 lira. 3 tek can erik 21 lira 60 kuruş. Bir tane muz 25 lira 91 kuruş. Bir kaseye 8 kiraz, 3 erik, bir şeftali, bir elma, bir limon, bir armut koydun mu 246 lira. İşte hani diyor ya ben ekonomistim ben bilirim ben. Bu memleketi bu hale sen getirdin Erdoğan sen başkası değil.

“AL SANA 50 LİRALIK MAZOT”

Şimdi benzine ve mazota zam geliyor. Bunun en kötü özelliği şu. Hani diyor ya dünyaya bir cisim yaklaşıyor. Meteor geliyor.

Benzine ve mazota zam geldi mi? İğneden ipliğe her şeye zam geliyor demek. Çünkü hem nakliye giderleri açısından hem üretim, enerji giderleri açısından ikisine zam geldi mi her şeye zam gelecek. İğneden ipliğe, ekmekten çocuğun çorabına kadar her şeye zam gelecek. İki gecede bir bir buçuk lira bir buçuk lira dün gece gelen 170 lirayla birlikte maalesef 1 litre mazot 50 lirayı geçti. 52 lira 53 lira oldu. Ve 1 litre mazottan alınan vergi 20 lirayı geçmiş durumda. Şimdi onu söylüyorsun bir şey. Bunu söylüyorsun bir şey. AK Parti'nin yıllarca yaptıklarını savunan birtakım sahada elemanları, televizyonda elemanları, sosyal medyada birtakım savunucuları vardı. Onlara onlara mazota zam geldi deyince ne diyordu?

“BİR YANDA BİR BİDON MAZOT BİR YANDA BİR LİTRE MAZOT”

Beni ilgilendirmez ki ben zaten 50 liralık alıyorum. Al sana 50 liralık mazot. Al sana 50 liralık mazot. O bana ne zaten 50 lira alıyorum diyen 50 liraya artık 1 litre mazot alamıyor. Burası da gitti. Ama ona, ona sen 2018'de Tayyip Bey'e oy verdin. Biz yapma dedik. Biz dedik ki bu tek adam rejimi Türkiye'ye iyi gelmez. Tayyip Bey gelirse ekmek küçülür. Zamlar gelir. O dedi ki verin yetkiyi, görün etkiyi. Bakalım nasıl düşüreceğim enflasyonu, ucuzlatacağım hayatı, nasıl düşüreceğim faizleri, doları, Euro'yu, mazotu, benzini nasıl indireceğim görürsünüz. Yetkiye ihtiyaç var. Verdiler yetkiyi gördük ettiğini.

Tek adam rejimi başladığında 50 litre mazot bunu dolduruyordu. Tek adam rejimi geldiğinde 50 lira verdin mi bu kadar mazot alıyordun. Şimdi 1 litre mazot alamıyorsun. Bundan sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın tek adam rejiminin etkisini merak edenler bunu görsünler. Bir yanda bir bidon mazot, bir anda 1 litre bile mazot.

“ZAMMI ALACAĞIZ YA DA VERMEYENLERİ YOLLAYACAĞIZ”

Bunun için yaz geliyor. Yaza girerken önce meclis grubumuz emekliye seyyanen zam verilmesi için doğru bir seyyanen zamla emeklinin bu ıstıraptan kurtarılması için kanun teklifimizi hazırlıyor. Sunacağız ve meclis kapanmadan emekliye seyyanen zammı gündeme getireceğiz. Ayrıca asgari ücrete ara zam için hem temaslarımızı sürdürüyoruz. Hem asgari ücret önerimizi somutlaştırıyoruz. Onu önümüzdeki haftalarda netleştireceğiz ve asgari ücrete Temmuz hakkında seyyanen Temmuz ayında seyyanen zam yapılması için bir büyük mücadeleyi hem mecliste hem de sahada, sokakta, meydanda vermeye devam edeceğiz. Bu ülkedeki insanların seyyanen zam almak da ara zam almak da analarının ak sütü gibi helaldir. Bu zammı ya alacağız, ya vermeyenleri yollayacağız. Tabii bir yanda emekliler, bir yanda emekçiler, bir yanda da kamu emekçileri var. Kamuda çalışan ortalama maaşları 42.000 lira olan kamu emekçileri 5 ayda 6.500 lira kaybettiler maaşlarından.

Bakmadan Geçme