- Haberler
- Siyaset
- Kılıçdaroğlu'nun Kayyum Mesajının Ardından Özel'den İlk Açıklama! Asgari Ücrete Zam Çağrısı
Kılıçdaroğlu'nun Kayyum Mesajının Ardından Özel'den İlk Açıklama! Asgari Ücrete Zam Çağrısı
CHP Genel Başkanı Özgür, Muharrem İnce'nin 'baba ocağı'na dönüşünün ilan edildiği parti grup toplantısında konuşuyor.
CHP Genel Başkanı Özgür, Muharrem İnce'nin 'baba ocağı'na dönüşünün ilan edildiği parti grup toplantısında konuşuyor.
ZEYTİN DALI İLE ÇIKTI
Özgür Özel, CHP Grup Toplantısı'nda konuşuyor:
"Hepiniz hoş geldiniz. Biraz önce, biraz önce salona girerken zeytinlerine sahip çıkanlar, doğasına sahip çıkanlar, toprağına sahip çıkanlar, akarsularına, derelerine sahip çıkanlar adına teyzem getirdiği kendi bahçesinden kopardığı kekiği getirdi.
Bu mis kokulu kekikle Anadolu'yu içimize çekiyoruz. Tüm çevre mücadelelerinin arkasındayız. Birilerinin, birilerinin madencilik faaliyeti için zeytinlerimizi kestirecek olan kanuna arkasında duruyorlar. Biz de karşılarında duruyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Şimdi normalde Muharrem İnce'ye rozet takmam lazım. Ama dedim ki ben Muharrem İnce'ye rozet takamam. Çünkü onun rozeti anına takılı zaten doğduğundan beri."
Muharrem İnce kürsüye çıkarak konuşma yaptı ve Özgür Özel kendisine teşekkür etti.
KARTALKAYA FACİASI! “BOLU BELEDİYE BAŞKANIMIZ SORUMLU GÖSTERİLDİ”
O törene de katılmayı istiyoruz, yetişebildiğimiz ölçüde. İsmail Bilen'e, AK Parti camiasına, ailesine, Manisa'ya bir kez daha baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. 21 Ocak'ta bir facia yaşadık. Üzerinden tam 5 ay geçti. 36'sı çocuk, 78 canla ilgili adaletsizliğin ateşi hala yanıyor.
Kartalkaya'da otel yangınının olduğu gün daha soğutma çalışmaları sürerken oradaydık. İlgili bakanlarla görüştük. 10 günde bitiririz dedikleri tahkikat, araştırma, bütün sorumluları ortaya çıkacak dediler. Ancak 5 aydır derin bir sessizliğe gömüldüler.
Bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. Heyete üç gün süre verdiler. Üç gün gündüz gece heyet çalıştı bir rapor çıkardı.
Dört başı mamur bir rapor. Raporu teslim almadılar. Niye? Çünkü raporda otel yönetiminin, Bolu İl Özel İdaresi'nin ve Turizm Bakanlığı'nın sorumlu olduğu yazıyordu. Bunu teslim almayız, düzeltin dediler. Bakanlığı çıkartın, yerine Bolu Belediyesi'ni ekleyin.
Aynı gün aynı gün bir gazete Bolu Belediye Başkanımıza sanki yangından sorumlu oymuşçasına iğrenç bir manşetle çıktı. Adını anmak istemediğim bir gazete...
Bir anda o bilirkişi raporunu korsan ilan edip yeni bilirkişiler atadılar. Biz de buradan her hafta konuyu bütün ayrıntılarıyla dile getirdik. En nihayetinde Otel Yönetiminin, Bolu İl Özel İdaresi'nin, Turizm Bakanlığı'nın sorumlulukları yazarak ama ittir kaktır Bolu Belediyesi'nin İtfaiyesi de işin içine katılarak bir soruşturma başladı.
“TURİZM BAKANI 150 GÜNDÜR UTANMADAN O KOLTUĞU İŞGAL EDİYOR”
Adaletin, adaletin karşısında bu ailelerin yüreklerindeki yangını söndürecek gerçek adalet sağlanana kadar başta 7 Temmuz günü yapılacak ilk duruşma olmak üzere orada olacağız. Şunu bilsinler ki Turizm Bakanı, 1. derecede Turizm Bakanı kendi bakanlığındaki memurların ve sorumluların yargılanması için izin istendi. O izni vermedi.
Ve o Turizm Bakanı 150 gündür utanmadan o koltuğu işgal eden Turizm Bakanı acılı aileler ilk duruşmaya hazırlanıyorlarken kendilerini ayakta duracak takat arıyorlarken kendileri için o duruşmaya nasıl gideceğiz, nasıl dayanacağız, nasıl katlanacağız derken o Turizm Bakanı 50 metrelik lüks yatıyla Yunanistan'da geziyor.
Yunan adalarında geziyor. Misafirler ağırlıyor. Ve soruya da rakiplerimi görmek zorundayım. Onun için Yunanistan'da geziyorum, inceliyorum diyor. Buradan bütün Türkiye'nin önünde Turizm Bakanı'na diyorum ki Yunanistan'a gittiysen, gezdiysen, gördüysen oradan bir şey öğren. Mesela şunu öğren. 2018'de 90 kişinin öldüğü orman yangınından 11 gün sonra istifa eden Yunan bakana Yunan gazetelerinin çok geç kaldın diye tepki gösterdiğini öğren.
“YUNAN BAKAN'IN İSTİFA EDİŞİNİ ÖĞREN”
57 kişinin öldüğü tren kazasından sonra Yunanistan Ulaştırma Bakanı'nın, "Ölen insanlar haksız yere öldü Onların anısına istifa etmek bir görev oldu" deyip kazadan hemen sonra istifa edişini öğren.
Cayır cayır insanlar yanmış, sorumluluğun olduğu otelde rakibi tanıyayım diye Yunan adalarında geziyorsun. Yunan bakanlar daha olaydan 10 gün sonra istifa etmişler. Olaydan 150 gün geçmiş. Pişkin pişkin gözümüzün içine bakıyorsun.
O bakana da, onu atayana da, onu azletmeyene de yazıklar olsun. Hafta sonu hafta sonu milyonlarca öğrenci YKS sınavına girdi. Ben de evladımı aldım. Sınava gittim. Okul bahçesinde velilerle konuştum. Ve eğer gençlerin geleceğe nasıl baktığını, ailelerinin, AK Parti'ye oy vermiş dahi olsa evlatlarının gelecek kaygılarından nasıl etkilendiğini görmek isteyen varsa sınav sırasında okul bahçesindeki velilerle konuşsun.
Öyle şeyler duydum. Öyle hikayeler duydum ki 3 aydır benle konuşmuyor. AK Parti'ye oy veriyorum diyen veliyi de duydum. Anneannesine, babaannesine bu seçimlerde Kur'an'a el bastırarak belediye seçiminde Ferdi Zeyrek'e oy attırdı benim evladım diyeni de duydum. Ama ortak mesele sınava gireceğiz, sınavı kazanacağız, sonra ne olacak?
“E ŞIKKI DEDİM HEPSİ ERDOĞAN”
Esas sınav o zaman başlayacak diyor. Şöyle bir şey söyledi bir tanesi diyor ki esas sınav üniversiteyi bitirince diyor. Karşımıza diyor 5 seçenek gelecek diyor. 1. diyor A şıkkı, işsiz kalacaksın. B şıkkı KPSS'ye girecek ama atanamayacaksın. C şıkkı okuduğun bölüm dışında bir işte asgari ücretle çalışacaksın. D şıkkı yurt dışına gitmeye kasacaksın. E şıkkı dedi baktım Erdoğan'ın E'si dedi. Hepsi, hepsi.
Bir yandan Erdoğan iktidara geldiğinde küçümsediği bizden önce öğrenci kredisi 45 liracıktı dediği ve biz onu şimdi 3000 lira yaptık dediği krediyle bir basit hesap yaptık okulun önünde.
2002 yılında 45 liracıktı dediği krediyle öğrenci 255 tane simit alıyormuş. Bugün 3.000 lira verdiği krediyle 150 tane simit alıyor. 255 simit alan küçük görünen öğrenci kredisinden 150 simit alabilen KYK kredisine geldi öğrenciler.
1,5 çeyrek altın alan krediden 1 gram altın alamayan duruma geldi öğrencilere verilen kredi. Ve 15-29 yaş arasında ne eğitimde ne işte olan ev gençlerinin sayısı 4,7 milyona ulaştı. Bu rakam Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 10'un altında dördü, 6'yı yüzde 9'u dert eden Avrupa ülkeleri var.
“YAKTIKLARI 60 MİLYAR DOLARI VERSEK HEPSİNİ KAPATIYORUZ”
Türkiye'de yüzde 30'un üzerine çıkmış durumda. 4,7 milyon ev genci maalesef evde sobanın dibinde yazın camın kenarında babasından, anasından harçlık almaya utanarak oturuyorlar. İşçiler, emekliler, çiftçiler geçinemiyorlar ve çocuklarının, evlatlarının gözünün içine bakamıyorlar.
Geçinemeyenler mecburen kredi kartına yükleniyor. Kredi kartı olan 39 milyon vatandaşın toplam borcu 2.1 trilyon liraya gelmiş durumda. Yani kişi başına hepimiz Türkiye'deki bütün kredi kartlarını hepimiz bölüşürsek kişi başı 54.000 lira borçluyuz. 19 Mart darbesinde, 19 Mart darbesinde yaktıkları 60 milyar doları bütün kredi kartlarına versek bu paraların hepsini kapatıyoruz üstüne de kişi başına 7.000 lira para kalıyor.
İcra mahkemelerinde derdest olan dosya sayısı geçen yıl 22 milyondu. Bu yıl 23,5 milyona çıktı. Yani 1,5 milyon daha fazla dosya icra mahkemelerinde. Milletçe borç batağındayız, milletçe icradayız. Ve bu borç batağının banka borçlarının dışındaki bir kısmı var.
Arkadaşlar Keçiören'den Keçiören'den hani hep kayıt dışı kazançlar falan konuşuluyor ya kredi kartlarına girmeyen ama düşük gelirlilerin ve esnafın bir gerçeği olan bir veresiye defterini getirdiler. Bu veresiye defterini incelerken, incelerken satır satır...
Öyle şeyler gördüm, öyle şeyler okudum ki gerçekten kütüphanelerce kitap okumak yoksulluk üzerine çaresizlik üzerine hane halkı borcu üzerine dünyayı, dünyayı okusanız bu kitap kadar, bu veresiye defteri kadar etkili olmaz.
İsimler değişir, değiştirerek söylüyorum benzer şekilde. Bu Ovacık mahallesinde bir sokağa bakan üç bakkaldan birisinin defteri. Nuriye abla var. 12,5 liralık ekmeği 6 liralık yumurtayı 40 liralık sütü 275 liralık küçük boy bebek bezini veresiye yazdıra yazdıra 18.000 lira borca ulaşmış.
Çekmişler artık borç veremiyorlar. Ayten abla ekmek almış, su almış, süt almış torununa bebe bisküvisi almış 6.000 liraya gelmiş tıkanmış
“BU MEMLEKETİ BU HALE GETİRENLERE İNAT ADALETİ BİZ GETİRECEĞİZ”
Emekli Zühtü abi canı çekmiş bir gün bazlama almış ekmek yerine. Sabah hanımı poğaça istemiş, bir poğaça almış tek poğaça. Süt, su, ekmek borç gelmiş 3.780 liraya tıkanmış.
Demiş ki diyor ki Zühtü abi, "14.500 liraya kirayı mı ödeyeyim veresiye defterini mi kapatayım?" Bakkal şöyle söylüyor:
"Çok zorda kalınca veriyorum ama yerine koyamayınca dükkanı döndüremiyorum. Geçen gün bir emekli abimiz geldi. Elinde 10 lirayla meyve suyu alacağım dedi. Meyve suları 50 lira 60 lira. Ben kendimden utandım abi elindeki paradan utandı birbirimizin gözüne bakmadan birbirimize döndük dükkandan çıktı gitti ondan sonra önüme döndüm. Rafa döndüm baktım dönüp de gözüne bakamadım" diyor.
Bu memleketi bu hale getirenlere elindeki paradan utananlara karşısındaki yoksulun gözüne bakamayacak hale esnafı getirenlere inat bu ülkede mahkemede de pazarda da mutfakta da adaleti biz getireceğiz. Gençlerinin gözünün içine bakabilen ve gençlerinin yurt dışında değil bu güzel memlekette hayal kurduğu bir Türkiye'yi hep beraber birlikte inşa edeceğiz.
“ASGARİ ÜCRETE YILDA 4 KEZ ZAM YAPACAĞIM DEMİŞTİ”
Bir yandan bir yandan dar gelirlinin can yakıcı durumu ortada. Artık Türkiye'de eğer evin yoksa miras kalmayacaksa piyango çıkmayacaksa normal bir ücretlinin ev sahibi olma araba sahibi olma imkanı kalmadı.
Bir yandan hükümet biz enflasyona ezdirmemiyoruz yalanlarını atadursun 2+1 bir daire 2018 yılında 177.000 lira aynı daire 2025 yılında 3.700.000 lira. Yer Ankara. O tarihte asgari ücret bugüne kadar 13 kat artmış.
Emekli maaşı sadece 8 kat artmış. 2+1 dairenin fiyatı tam 21 kez artmış. İşte asgari ücretlinin ve emeklinin 8 kat artan ve 13 kat artan maaşlarına karşı 21 kat artan daire fiyatı. Türkiye'de gençlerin çalışmaya başlayanların memurların işçilerin başını sokacakları bir ev alma umudunun kalmadığı bir çağdayız.
Başını sokacak ev isteyenlerin geleceğe güvenle bakmak isteyenlerin bir tane adresi var. Bir tane adresi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Partisi Cumhuriyet Halk Partisi. Asgari ücreti uzun süredir gündemde tutmaya çalışıyoruz.
Malum bu iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alan asgari ücret şimdi 3 çeyrek altını zor alıyor. Yani en çok durumu emekliye göre daha iyi görünen asgari ücretli bu iktidarda 7'den 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına gerilemiş. 2022-2023'te asgari ücrete temmuzda da zam yapılmıştı.
Ayarlama yapılmıştı. Seçimlerde Erdoğan eğer enflasyon çift haneli rakamlardaysa asgari ücrete yılda dört güncellemeyi düşünmeliyiz. Allah'ın izniyle bundan sonra öyle yapacağız demişti. O günden sonra bu sözü söyledikten sonra asgari ücrete hiç güncelleme yapmadı.
CHP ASGARİ ÜCRET ARA ZAM TALEBİNİ AÇIKLADI
17.002 liralık asgari ücreti geçen sene hiç zamlanmadı. Bu sene biz asgari ücret için doğru hakkaniyetli bir rakam belirleyip 30'un altında biz yokuz demiştik. Ona rağmen gerçekleşen enflasyonu değil kendi hedeflediği enflasyona göre zam verdiği için asgari ücreti 22.000 lirada bırakmıştır.
Bunun üzerine Bursa mitinginden beri meydan meydan emekçilerle çoğalarak emeklilerle çoğalarak hem asgari ücrete ara zam talebini hem de diğer yandan emeklilere seyyanen zam talebini dile getiriyoruz.
Çıktık yola hem işveren sendikaları Konfederasyonunun TİSK'i hem Diski hem Türk işi hem Hak İşi öbür tarafındaki küçük esnaf için de TESK'i ve temas etmemiz gereken hemen herkesi ziyaret ederek ne düşündüklerini ne yapabileceğimizi düşündük, taşındık çalıştık.
Ve aslında bir yandan ne kadar geçmişte söylediğimizin haklı olduğu ortaya çıktı. Bir yandan da aslında CHP'nin hayallerinin ne kadar gerisinde CHP iktidar olsa olabileceklerin ne kadar gerisinde ne kadar hak etmemiş bir noktada olduğunu emekçilerin de emeklilerin de gördük. Bu iktidarın reva gördüğü 22.104 liralık 22.104 liralık asgari ücrete geçen yıl yapmadığı yani gerçek enflasyon rakamını alırsak onlar hedeflenen enflasyona göre yaptılar. Bu 6 aydaki yine TÜİK'e göre gerçekleşen enflasyonu alsak ve bu asgari ücretin üzerine eklesek 28.000 lira asgari ücret 28.200 lira asgari ücret fiyatına ulaşıyoruz. 28.267 lira.
Bunun üzerine yine bu hükümetin geçen seneki büyüme oranı diye açıkladığı yüzde 3.2 İlk 6 ay için açıkladıkları yüzde 2 eklediğimizde karşımıza yetmeyecek bizim ocak ayında söylediğimiz ocaktan bu yana da enflasyonun kemirdiği 30.205 lira çıkıyor. Bu rakam bu rakam yani bugün 22.000 lira olan asgari ücreti 30.205 liraya çıkarırsak öyle asgari ücretli bayram yapmaz ama bir nefes alır. Bir nefes alır. Şu veresiye defterlerinden hepsi değilse sayfaların yarısı kapanır. 30.205 lira bugün aslında bu hükümetin son çaldıklarını geri vermektir. Gerçekleşen enflasyonu vermektir ve büyümeden yüzde 3 ve yüzde 2 payı vermektir. 30.205 lirayı nasıl verilecek diye merak eden varsa şüphesiz asgari ücret devletin cebinden çıkmayacak. Kimin cebinden çıkacak? Küçük esnafın, kobi'nin, sanayicinin, ihracatçının cebinden çıkacak. Ama asgari ücret arttığında devletin cebine bir şey girecek. Ne girecek? Sosyal güvenlik primleri artacak. Şu 3.205 lirayı akademisyenlerle ilgili MYK üyelerimizle ilgili sendikaların uzmanlarıyla oturduk çalıştık ve ortaya şöyle bir hesap çıkıyor. 30.205 lira olduğunda asgari ücret devlet 51,5 milyar fazla SGK primi tahsil ediyor. Bunun 50 milyarını şu anda asgari ücret artmasa hükümetin, devletin hazinenin cebine girmeyecek olan bu para girmeyip koruma amaçlı olarak teşvik olarak yönlendirilse bütün rakamlar satır satır çalışılmış ve milimi milimine hesaplanmış herkesin üzerinde evet bu şekilde çıkıyor rakamlar dediği rakamlardır. 1 ila 10 kişi arasında çalışanlar yani çay ocakları, eczaneler, terzi dükkanları boya badana işi yapanlar onların malzemesini satanlar 10 kişiye kadar lokantalar. 6250 lira işverene teşvik ödeyeceğiz. 10-50 kişi arasında 3150, 50-100 arasında 2100, 100 işçinin üzerlerinde 1500 lira teşvik ödeyeceğiz.
Ama burada bir şey var. Görüştüğümüz herkes tek stildeki sıkıntıdan bahsetti ve onların önerileri doğrultusunda kaç işçi çalıştırıyor olursa olsun tekstil ve hazır giyim sektöründeki tüm şirketlere çalışan başına aynı küçük esnaf gibi 6250 lira ödeyeceğiz.
Böylelikle bu 6250 lirayı baktığınızda alan açısından alan açısından asgari ücret 30.000 liraya çıkıp veren küçük esnaf ve tekstilci açısından kendi sırtına birkaç bin liralık bir yük kalıyor 1500, 1550 liralık. Ama bir yandan da çalışanının insani şartlarda çalıştığı veresiye defterlerine mahkum olmadığı çocuğunun gözünden gözünü kaçırmadığı bir nefes alabildiği bir süreç başlıyor.
Onun için Cumhuriyet Halk Partisi'nin asgari ücret talebi 30.205 liradır. Küçük esnaf ve tekstile 6250'şer lira diğerlerine azalan oranlarda teşvikler verilmesini devletin fazladan prim tahsilatı yapacağı 51,5 milyar liranın bu teşviğe ayrılmasını ve bütün asgari ücretlilerin rahat bir nefes almasını savunuyoruz.
Bunun mücadelesini meydan meydan vermeye asgari ücretlileri de bu mücadeleye destek vermeye davet ediyoruz.
Diğer yandan 600.000 kamu işçisi yeniden asgari ücrette olduğu gibi beklenti enflasyonu teklifi ile karşı karşıya. 350.000'i ocaktan beri, 250.000'i 3 aydır çerçeve sözleşme bekliyor. Sendikalara beklenti enflasyonu teklif edildi. Türk iş önemli bir karar alarak hükümete bir uyarı yaptı ve 17 Temmuz'a kadar bir eylemlilik takvimi ardından da bir günlük iş bırakarak bir uyarı eylemi uyarı görevi kararı aldı. Buradan tüm kamu işçilerine sesleniyoruz.
Mücadeleniz mücadelemizdir. Meydanlarda da grevde de yanınızda olmaya sizin sesinize ses olmaya, gücünüze güç katmaya Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkın Partisi olarak kararlıyız.
Bakmadan Geçme




