- Haberler
- Siyaset
- İPA Başkanı Buğra Gökçe Cezaevinde Evlendi! Nikah Şahidi Olan Özgür Özel'den Kritik Açıklamalar
İPA Başkanı Buğra Gökçe Cezaevinde Evlendi! Nikah Şahidi Olan Özgür Özel'den Kritik Açıklamalar
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce, bugün Filiz Kahveci ile dünya evine Silivri Cezaevi'nde girdi. Nikah töreninde CHP lideri Özgür Özel de şahitlik etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, 23 Mart'ta tutuklandı.
23 Mart tarihinden bu yana tutuklu olan Doç. Dr. Buğra Gökce, bugün Filiz Kahveci ile dünya evine Silivri Cezaevi'nde girdi. Silivri Cezaevi'nde yapılacak nikah töreninde CHP lideri Özgür Özel de şahitlik etti.
Buğra Gökce'nin "Bakanlık iznine tabiymiş" ifadeleri ile açıkladığı aile katılımı için izin verilmediği ortaya çıkmıştı. Ancak Gökce'nin ailesi bu yasağa rağmen, nikah saatinde Silivri'deki Marmara Cezaevi önünde olacaklarını açıklamıştı. Gökce'nin bugün Silivri Cezaevi'nde Filiz Kahveci ile gerçekleştireceği nikaha ailesinin katılmasına son anda izin verildi.
Gökce'nin 80 yaşındaki annesi Şeyma Gökce, izin çıkmasının ardından oğlunun nikahı için Silivri'ye geldi.
BİR AKP'Lİ ARAYA GİRDİ...
Yapılan nikah töreni ardından Silivri Cezaevi önünde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Özel, kendisinin ve ailenin başta nikah törenine katılmasına izin verilmediğini ancak bu sabah saatlerinde AKP içindeki bir ismin araya girerek, izin verildiğini belirtti. Özel, "Bu sabah saatlerinde AKP'den bir vicdanlı ses bu kadarı da ayıp diyerek araya girdi" dedi. Yaşanan sürece tepki gösteren Özel, araya giren AKP'li ismin ismini açıklamazken, teşekkür etti.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Özünde çok hayırlı bir iş için geldik. Ama bu hayırlı işi düşman hukuku uygulanan arkadaşlarımızla beraber bu uğursuz mekanda yapmak zorunda kaldık. Onun için öncelikle şunu söyleyeyim. İçeride de evlenme cüzdanını takdim ederken Buğra ve Filiz'e bu töreni tekrarlayacağımızı, milyonların bugün kalbinin burada olduğunu ve çok kalabalık, çok neşeli bir törenle bunu tekrarlayacağımıza olan inancımızı vurgulayarak orada sözlerimi tamamlamıştım. Burada da bunu ifade edeyim.
Dün akşam 12'ye 10 kala aileden bir kişiye Genel Başkan'a da izin yok, milletvekillerine de yok. Sonrasında ziyaret yaparlar diye hepimizi çok üzen bir cevapla günü tamamlamıştık. Bugün sabah 7.30-8 itibariyle hangi akıl egemen olduysa, kim vesile olduysa bu kadarına da şükrediyoruz.
Hiç olmazsa AK Parti'nin içinde bir vicdanlı ses gitmiş bir şey söylemiş. "Ya aileye izin verelim. Nikah şahidi de Genel Başkan olsun." diye bugün sabah 9 itibariyle bildirildi. Bu kısmına emeği olan kim varsa, her şeye rağmen, sürecin bütününe olan bütün kızgınlığımıza, tepkimize rağmen buna vesile olan kişiye, kişilere teşekkür ederiz.
Hiç olmazsa bu analar, bu babalar, bu kardeşler hiç olmazsa işin bu kısmına tanık olabildiler. Bizler şahit olduk Ankara Milletvekilimiz Umut Akdağ'la birlikte. Tabii fotoğraflar büyük bir hızlandırmayla cuma gününe çıkacakmış. Biz cezaevinin önünde Buğrasız bir fotoğraf çektirdik. Gelin hanımın elindeki aile cüzdanı Silivri Cezaevi'nde takdim edildi. O cüzdanı tutan eldeki mendildeki yaşlarda boğulsunlar inşallah.
"GELİN HANIMIN GÖZYAŞLARINDA BOĞULACAKLAR"
Bize bu düşman hukukunu uygulayan akıl kimse. Bir kez daha aileye anlayış gösterilmesi için sabah devreye giren vicdana teşekkür ama bu düşman hukukunu uygulayan bu kirli ve kötü akla da en büyük tepkilerimizi göstermeye devam ediyoruz. Bizi burada teslim alamazlar. Zulümlerinde gelinlerin ve içerideki annelerin, evlatlarının gözyaşlarında, gelin hanımın gözyaşlarında boğulacaklar. Evlatların gözyaşlarında boğulacaklar. Çünkü ahlaki üstünlük bizde kardeşim. Vicdani üstünlük bizde. Bu yüzden moral üstünlük bizde, psikolojik üstünlük bizde ve bugün akşam Esenler gibi Cumhuriyet Halk Partisi için zor bir meydanda, cumartesi Düzce gibi zor bir meydanda görün bakalım çoğunluk enerjisi kimdeymiş. Kazanacaksanız psikolojik üstünlüğünüz olacak, ahlaki üstünlüğünüz olacak, arkanızda çoğunluk enerjisi olacak. 2002 yılında AKP bunu yakaladığı, uğradığı mağduriyeti çoğunluk enerjisine çevirerek başarmıştı.
"BİZ VİCDANLARDA DIŞARIDAYIZ"
Şu anda Ekrem İmamoğlu, biraz önce ziyaret ettim, 7 metrelik hücrede, yerin 7 kat, göğün 7 kat üstünde büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler, o psikoloji içindeler. O yüzden fiziğin, bedenin hapis olması değil, vicdanın hapis olması, vicdanlarda hapse düşmek önemli. Biz vicdanlarda dışarıdayız. Fiziken istedikleri kadar içeride tutmaya kalksınlar. Elbette bu zulüm eninde sonunda son bulacak ve arkadaşlarımız içeri girdikleri gibi alınları açık, başları dik dışarıya çıkacaklar.
Bugün ben Kadriye Kasapoğlu'nu ziyaret ettim. Dün söylemiştim, "12 yaşındaki Çınar'ın gözyaşında boğulacaksınız." diye. Bugün Kadriye Hanım'ın gözyaşlarını ama kendisine olan güvenine tanıklık ettim. Kadriye Hanım şunu söylüyor, bütün Türkiye'ye söylüyoruz, "Eğer" diyor, "o telefon bir suç aleti olsaydı ben de delili, suç aletini gizleme ve karartmak niyetinde olsaydım onu yıllar önce bilgi işleme verip de 'Bunu santrale yönlendirin, alet de sizde olsun.' demek yerine denize atsaydım suç aletini, şimdi oğlumun yanındaydım" diyor.
"KADRİYE HANIM'IN SUÇU, ARABANIN 3 YIL ÖNCE İPSALA'DAN ÇIKMASI"
Kadriye Hanım'ı ilk aldılar, bir sene önce satın aldığı arabanın 3 yıl önce İpsala'dan çıkması, "Rüşvet paralarını bulamıyoruz Türkiye'de. Sen bu arabayla yurt dışına mı kaçırdın?" dediler. Dedi ki: "Ben o arabayı Aralık ayında satın aldım. O dediğiniz bundan 2 sene önce, 3 sene önce, araba benim değildi." Satın aldığı günü, MASAK raporundaki para hareketliliğini ve dekontu gösterdi, şu aracın satın alma parası diye. "Hay Allah!" dediler. Yine de tutuklama talep ettiler. Vicdanlı bir hakim saldı, "Bundan tutuklama mı olur?" diye. Bu sefer telefonu bahane edip getirip başka hakime düşürüp tutuklattılar. Suçu ne? Suçu ne?"
Bakmadan Geçme





